Ekonomik Veriler Bir Şeyler Söylüyor

Ekonomilerin temel faktörlerinde sorunlar başlayınca ilerleyen zamanlarda diğerleri de onlara katılır ve belirli aşamaya kadar beraber giderler. Günümüzde bunlarda ayrışma görmekteyiz. Hem başlangıç olarak hem de gelişme olarak bunu gözlemlemek zor değil. Bu ayrışmanın en berrak görüntüsü ülkenin ekonomik gücünün de adeta kanıtı olan kapasite kullanma oranı, diğer bir deyişle üretim kapasitesinin ne kadarının kullanıldığı, ile sektörel (reel kesim) güven endeksleri hareketleridir.

Önce bir kaç konuyu vurgulamak yerinde olacaktır. Her iki yönelim verisi Ocak 2019 yılı itibariyle güncel aya ait. Dolayısıyla karşılaÅŸtırma açısından bir olumsuluk yok ortada. Öte yandan ilginç bir durum karşımızda duruyor… o da her iki veri setinin kaynağını aldığı sanayi üretim endeksi nedense iki aylık gecikmeyle geliyor karşımıza.

Durum ne olursa olsun, son dönemde veriler arasında denge bozulmaya, ekonomik yaklaşımlarda beklenen hareketlerin aksine bir davranış sergilemeye başladılar. En açık örneği aşağıdaki grafiklerde verilen üretimin kapasitesi ile onun güven eğilimlerinde bulabiliriz. Reel kesim güven ekonomide oldukça aşağılarda gezinirken, üretim kapasitesinin sabit kalması hatta biraz artış göstermesi açıkça belirtmek gerekirse pek karşılaştığımız bir durum değildir.

Akla bir kaç soru geliyor tabi ki…. ilki 2000 üzerinde iÅŸyerine gönderilen anketlere verilen yanıtların kriz dönemlerinde saÄŸlığının ne kadar iyi olduÄŸu, ikincisi ise Ocak 2019’da merkez bankasının TÜİK’le beraber sanayi üretim endeksini oluÅŸturan iÅŸyeri tanımında neden deÄŸiÅŸikliÄŸe gittiÄŸidir. Nedeni muhakkak ayrıntılı bir ÅŸekilde açıklanacaktır ama biz ekonomistler her zaman ekonomik çalkantının olduÄŸu dönemlerde, kurumların verinin ÅŸeklinde bir deÄŸiÅŸikliÄŸe gitmesinin beklentileri de deÄŸiÅŸtireceÄŸini, olmaması gereken bir uygulama olduÄŸunu vurgularız.

Geçen haftalarda önümüze gelen sanayi üretim endeksindeki aşırı düşülerden de piyasa algısını da karmaşık hale getirdiÄŸini söylemek yerinde olacaktır. Zira %6’ları geçen bir düşüş sonrası kapasitede artış gözlenmesi sadece ÅŸaşıtıcı olmamakta, gelecek verilerin saÄŸlığı konusunda da ip ucu niteliÄŸinde olmaktadır.

Reel sektörün, yani üreticilerin derdini burada ayrıntılı aktarmaya gerek var mı bilinmez ama yoğunlaşmış bir kaç grup dışında çoğu üretim gücünün sıkıntıları oldukça çoğalmış ve içinden çıkılamaz bir hal almıştır demek yanlış olmaz.

Ekonomide parasal sıkışıklık varken hükümetin hala sıkı para politikası adı altında bir-iki kerelik parasal akım yaratması gündemdeki sorunları çözmekten öte onları daha da çoÄŸaltmaktadır. Peki çözüm nedir dediÄŸinizi duyar gibiyim…

Gelecek hafta verelim reçeteyi…