Dünyanın ve Türkiye’nin Ekonomik Görünümü: 2019 – 2020

IMF, 2019 Yılı Dünya Ekonomik Görünümü Raporunu yayınladı. Raporun adı tam da içinde bulunduğumuz durumu özetliyor: ‘Yavaşlayan Büyüme, İstikrarsız Toparlanma.’

IMF’ye göre 2017 yılında yaşanan ve 2018 yılının başlarında da devam eden güçlü büyümeden sonra 2018 yılının ikinci yarısından başlayarak yeni bazı etkiler ortaya çıktı ve bu etkiler dünya büyümesini düşürdü. Bu etkiler içinde en önemlilerinden birisi Çin’in yaşadığı istikrarsızlığı toparlamaya yönelik düzenleyici girişimlerinin ekonomide yol açtığı sıkılaşma ve ABD ile girdiği ticaret savaşının yarattığı ihracat düşüşüydü. Dünyanın üçüncü büyük ekonomisi konumundaki Euro Bölgesinde yaşanan endişelerin yarattığı ekonomik düşüş de buna eklenince güven unsuru ciddi biçimde yara aldı. Bu güven kaybı gelişme yolundaki ekonomilerde yabancı kaynağa erişim sıkıntıları ortaya çıkarınca o ekonomilerde de yavaşlama görüldü.

Bu gelişmelerin sonucu olarak 2018’in ikinci yarısından itibaren dünya büyümesinin hızı düştü. Dünya ekonomik büyümesi 2001 – 2010 arasında yüzde 3,9, 2011 – 2018 arasında da yüzde 3,6 idi. IMF’nin dünya için 2019 büyüme beklentisi yüzde 3,3. IMF, 2019 yılında gelişmiş 39 ekonominin ortalama olarak yüzde 1,8, gelişmekte olan 155 ekonominin ortalama olarak yüzde 4,4 oranında büyüyeceğini tahmin ediyor.

2018 yılı itibarıyla dünya GSYH’si 84,7 trilyon Dolar, yıl ortası nüfusu da 7,8 milyar kişi olarak tahmin ediliyor. Buna göre dünyanın ekonomik görünümü şöyle.

Satın alma gücü paritesine göre hesaplanan dünya GSYH’sinden en büyük payı yüzde 18,7 ile Çin alıyor onu yüzde 15,2 ile ABD ve yüzde 11,4 ile Euro Bölgesi izliyor. Türkiye, satınalma gücü paritesine göre hesaplanan dünya GSYH’sinden yüzde 1,7 pay alıyor.  Tabloya göre dünya GSYH’sinin yüzde 41’i dünya nüfusunun yüzde 14,3’üne sahip olan 39 gelişmiş ekonomiye, GSYH’nin yüzde 59,2’si de dünya nüfusunda yüzde 85,7 paya sahip 155 gelişen ekonomiye ait bulunuyor.

Aşağıdaki tablolarda 2019 ve 2020 yıllarında bazı ekonomilerin en önemli makroekonomik göstergeleri konusunda IMF’nin tahminleri yer alıyor.

Bu tablolara göre genel görünüm önümüzdeki iki yılda dünyayı oldukça durağan bir ekonomik gidişin beklediği biçimindedir. Buna karşılık IMF’nin, diğer birçok kurumun tahmininden farklı olarak, raporunun adında yer alan istikrarsız toparlanma ifadesinde de değinildiği gibi resesyon beklemediği anlaşılıyor.  

IMF’nin 2019 Dünya Ekonomik Raporu veri setinde Türkiye ile ilgili olarak yer alan tahminler şöyledir.

Türkiye 2019 ve 2020 Tahminleri

Son 20 yıla ilişkin olarak Türkiye’nin içinde yer aldığı yükselen pazarlar ve gelişmekte olan ülkeler kategorisin ortalama kişi başına gelir artışıyla Türkiye’nin kişi başına gelir artışını karşılaştırmalı olarak ele alırsak karşımıza şöyle bir grafik çıkıyor (grafik, IMF, Dünya Ekonomik Görünümü Nisan 2019 veri setindeki verilerden yararlanılarak tarafımızdan hazırlanmıştır):IMF, Türkiye’nin 2019 yılında yüzde 2,5 oranında bir küçülme yaşayacağını tahmin ediyor (Ekim 2018’de yayınlanan raporda IMF’nin 2019 tahmini yüzde 0,4 büyüme idi.) Bu küçülme yine IMF tahminlerinde yer aldığı gibi yıllık yüzde 17,5 gibi yüksek bir enflasyon oranıyla birleşecekse Türkiye 2018 yılının son çeyreğinde girdiği slumpflasyonda 2019 yılında en azından bir süre kalacak gibi görünmektedir. Buna karşılık 2020 yılında eğer IMF’nin beklediği gerçekleşir ve yüzde 2,5 oranında bir büyüme yakalanırsa Türkiye, son üç krizde yaşadığı gibi bu krizden de yine V şeklinde çıkacak demektir.
Grafik 2010 – 2015 arasında Türkiye’de kişi başına gelirin gelişmekte olan ülkeler (GOÜ) kategorisinin üzerinde olduğunu, 2013 yılında başlayan ivme kaybıyla birlikte Türkiye kişi başına gelirinin hızlı bir gerilemeye girdiğini, 2015 yılında GOÜ ortalamasının altına düştüğünü ve düşüşün izleyen yıllarda devam ettiğini gösteriyor.

IMF’nin tahmini gerçekleşir de Türkiye’nin GSYH’si 2019 yılında 706 milyar dolara gerilerse Türkiye dünya sıralamasında 18’inci sıradaki yerini de kaybedebilir. Yine aynı şekilde IMF’nin tahmini gerçekleşir ve Türkiye 8.507 dolarlık kişi başına gelir düzeyine gerilerse dünya sıralamasında çok ciddi bir yer kaybı yaşar ve orta gelir tuzağından çıkış umutları da iyice zayıflar.

IMF, 2019 yılında Türkiye’nin yaklaşık 5 milyar dolar cari fazla vereceğini tahmin ediyor. Ne yazık ki olumlu görünen bu gelişme ekonominin küçülmesinden kaynaklanıyor. Öte yandan petrol fiyatlarında son dönemde yaşanan artışlar bu şekilde devam ederse bu cari fazla tahmini bu düzeyin altına gerileyebilir.

Özetle söylemek gerekirse eğer IMF’nin tahminleri gerçekleşirse Türkiye’nin önünde sıkıntılı 2 yıl var demektir.

Mahfi EĞİLMEZ