5 Haziran Dünya Çevre Günü vesilesiyle Türkiye’de termik santrallerin çevreye yarattığı tahribat bir kez daha odak noktası oldu. Covid-19’un hava kirliliğinin yüksek olduğu bölgelerde daha fazla hissedilmesi ise, temiz hava hakkının kamu sağlığı açısından ne kadar gerekli olduğunu anımsatıyor.
Çalışmalarını tek bir gün yerine tüm yıla yayan çevre örgütlerinin radarında ise bir süredir Adana’daki hava kirliliği yer alıyor.
2 Haziran günü Doğu Akdeniz Çevre Dernekleri Platformu (DAÇE), Adana Tabip Odası, Adana Ziraat Mühendisleri Odası, 350.org, Avrupa İklim Eylem Ağı (CAN Europe), Ekosfer, Sağlık ve Çevre Birliği (HEAL), TEMA Vakfı, WWF-Türkiye ve YUVA Derneği Adana’ya yapılan Hunutlu Termik Santrali’nin inşaatının durdurulması için #AdanayaTemizHava kampanyasını başlattı.
Kampanya özel websitesinden, duyurulurken, imza kampanyasına katılmak da mümkün.
Her yıl hava kirliliği kaynaklı 52 bin erken ölüm
Adana’nın Yumurtalık ilçesinin Sugözü Kumsalı’na yapılan ve ithal kömürle çalışması öngörülen Hunutlu Termik Santrali inşaatının bir an önce durdurulması için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na yapılan çağrı ise henüz resmi bir yanıt bulmadı.
Ancak, eldeki veriler, dış ortam hava kirliliği sebebiyle Türkiye genelinde yılda yaklaşık 52 bin erken ölüm yaşandığını gösteriyor.
Kampanyanın basın açıklamasında, halk sağlığını tehdit ettiği belirtilen santralin Sağlık Etki Değerlendirmesi ve tüm körfezi kapsayan kümülatif hava kirliliği modellemesi yapılmadan inşaatına başlandığı, ayrıca termik santralin ÇED Raporu’nda ölçülen hava kirliliği verilerinin ulusal limit değerleri karşılamadığı belirtiliyor. Dolayısıyla, santralin ÇED olumlu kararının da geçerli olmadığına dikkat çekiliyor.
Konu hakkında CHP Adana milletvekili Burhanettin Bulut da Cuma günü Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’a yazılı bir soru verdi. Bulut, termik santralin Sağlık Etki Değerlendirmesi ve tüm körfezi kapsayan kümülatif hava kirliliği modellemesi yapılmadan başlandığı iddiasının doğru olup olmadığını ve termik santralin ÇED Raporu’ndaki hava kirliliği verilerinin ulusal limit değerleri karşılamadığı ortadayken, santrale ÇED olumlu kararının neden verildiğini sordu. Bulut ayrıca termik santrallerin Adana’da kanser oranını artırdığına yönelik herhangi bir araştırma yapılıp yapılmadığına dair de Bakan’dan bilgi talep etti.
Adana’ya termik santral, Çinli Şanghay Elektrik tarafından kuruldu ve Çinli üç banka tarafından finanse ediliyor.
Adanalılar 236 gün kirli hava soluyor
euronews Türkçe’ye konuşan 350.org Türkiye Kampanyalar Sorumlusu Efe Baysal, “İskenderun Körfezi kömürlü termik santrallerle ve yoğun kirleticilerle kuşatılmış durumda. Bu durum bölge için ciddi sorunları da beraberinde getiriyor. Adana’daki hava kirliliği değerleri çok yüksek ve Adanalılar 2019 yılında 236 gün kirli hava solumuş durumda” diyor.
Baysal, Adana’nın özellikle Yumurtalık bölgesinde son senelerde kanser oranlarında ciddi artış olduğunu ve bütün bu kötü tabloya rağmen Yumurtalık Sugözü sahiline ikinci bir kömürlü termik santral yapıldığını belirtiyor ve ekliyor:
“İnşası devam eden Hunutlu termik santrali 2014’ten beri işletmede olan Sugözü termik santralinin sadece 1,8 km uzaklığında.”
Şehir merkezindeki hava kirletici oranı çok yüksek
Eldeki verilere göre, iki milyonu aşan nüfusuyla Adana’nın şehir merkezinde ölçülen PM10 hava kirleticisinin oranı, Türkiye’de belirlenmiş limitlerin iki, Dünya Sağlık Örgütü’nün öngördüğü limitlerin ise dört katının üzerinde.
Çevre Mühendisleri Odası’nın en son çıkardığı Hava Kirliliği Raporu’na göre, Adana halkı geçtiğimiz sene 236 gün kirli hava soludu.
Covid-19 salgınının hava kirliliğinin insan sağlığına dair etkilerini bir kez daha gözler önüne serdiği bir ortamda, Adana’nın Yumurtalık ilçesinde 2009-2014 yılları arasında kanser vakaları 11 kat, kanser türleri ise yüzde 275 oranında arttığı kaydediliyor. Adana’da her 5 kişiden 1’i, hava kirliliğine bağlı sebeplerden dolayı hayatını kaybediyor.
Biyo-çeşitliliği bozuyor
Baysal, söz konusu proje neticesinde, bölgenin hava kirliliğinin artacağını, halk sağlığı üzerinde ciddi etkileri olacağını, başta bölgedeki deniz kaplumbağaları olmak üzere biyo-çeşitlilik üzerinde ciddi yara açılacağını söylüyor:
“Hunutlu kömürlü termik santrali ve benzeri kömür projelerinin bir an önce durdurulması sağlıklı bir gelecekte yaşamak için elzem. İklim krizi çağında dünya kömürden vazgeçerken Türkiye’nin de bu yönde adımlar atmasını talep ediyoruz.”
Doğu Akdeniz Çevre Platformu gönüllü avukatı İsmail Hakkı Atal ise, “Santral projesinin lisans iptaline karşı açtığımız davada sunulan bilirkişi raporuna göre, Hunutlu projesine çok yakın mesafede bulunan Sugözü Kömürlü Termik Santrali’nin 2003 yılında faaliyete geçmesinin ardından, 2009-2014 yılları arasında kanser vakaları 11 kat, kanser türleri ise yüzde 275 oranında arttı” diyor.
Halihazırda İskenderun Körfezi çevresinde iki ithal kömürlü termik santral işletiliyor ve 13 ithal kömürlü termik santralin de izin süreci devam ediyor.
- Bilim İnsanları, Bazı Kişilerin Neden Covid Olmadığını Buldu - 21 Haziran 2024
- Tüketicinin İyimserliği Azalıyor - 21 Haziran 2024
- Akşener, Erdoğan’dan Ne İstedi? - 7 Haziran 2024