DemirtaÅŸ: CHP’nin bize diyet borcu yok…

Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) tutuklu eski eÅŸ genel baÅŸkanı Selahattin DemirtaÅŸ, avukatları vasıtasıyla BBC Türkçe’nin sorularını yanıtladı ve 31 Mart yerel seçimlerinin en önemli sonucunun ‘toplumun kamplaÅŸma deÄŸil birlikten yanalığını göstermesi olduÄŸunu’ söyledi.

Demirtaş, HDP seçmenlerinin Batı kentlerinde sandığa gitmiş olmasının çok sevindirici olduğunu da kaydetti.

Eski HDP lideri, “CHP’li belediyelerin bize diyet borcu deÄŸil; halkın tamamına eÅŸit, adil, ÅŸeffaf, demokratik hizmet borcu vardır” yorumunu yaptı.

DoÄŸu ve GüneydoÄŸu’da ‘Kürtlerin tüm baskılara raÄŸmen HDP’nin etrafında kenetlendiÄŸini’ söyleyen DemirtaÅŸ, partinin bazı eksikliklerinin olduÄŸunu kabul ettiÄŸini, bunlardan ders çıkarılacağını söyledi.

Eski HDP eÅŸ Genel BaÅŸkanı 19 Nisan’da Hakkari’de yaÅŸanan ve dört askerin hayatını kaybettiÄŸi çatışmadan üzüntü duyduÄŸunu, yaÅŸamını yitiren askerlerin ailelerine baÅŸsaÄŸlığı dilediÄŸini belirtti.

Eski CumhurbaÅŸkanı Abdullah Gül’ün ‘ülkedeki hukuksuzluklara karşı daha açık bir tutum sergilemesinin Türkiye demokrasisinin hayrına olacağı kanaatinde olduÄŸunu’ söyleyen DemirtaÅŸ, eski BaÅŸbakan Ahmet DavutoÄŸlu’nun siyasi eleÅŸtirileri konusundaysa ‘Ä°ÅŸe samimi özeleÅŸtiri ve özürle baÅŸlamak yerine akıl dağıtmakla baÅŸlarsa kimsenin o sicili bozuk aklı alacağını sanmıyorum’ yorumunu yaptı.

Genel anlamda soracak olursak 31 Mart yerel seçimlerinin sonuçlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Yetkilerin tümünü tek adamda toplayan yeni yönetim sisteminin başarısı toplumun kutuplaştırılmasına bağlıydı. AKP ve MHP ittifakı da bu seçimde olabildiğince kirli bir propagandayla bu kutuplaştırmayı derinleştirerek kazanmayı hedefledi. Ama istedikleri başarıyı elde edemediler.

Tek adam rejiminden tedirginlik duyanlar da karşı blokta kümelenince AKP çok önemli belediyeleri kaybetti. Bu seçimin en önemli sonucu toplumun demokrasiden yana olduğunu, kamplaşma yerine birlikten yana olduğunu göstermiş olmasıdır.

Tabii AKP açısından da oy oranlarının yüzde 30’lara düşmüş olması gerçeÄŸi var.

Ayrıca bu seçimle birlikte Kürt seçmenlerin gücü ve demokrasiden yana tavırlarının da siyasette belirleyici olduğu net bir şekilde görüldü. Yine Kürtleri terörize etmenin, dışlamanın kimseye yarar sağlamayacağı da anlaşılmış oldu. Kürtler tüm baskı ve tehditlere rağmen HDP etrafında kenetlenmekten vazgeçmediklerini ortaya koydu.

Bundan sonra siyasetin nasıl evrileceÄŸi hem ErdoÄŸan’ın tutumuna hem de muhalefetin demokrasi ilkeleri etrafında ortak mücadeleyi sürdürüp sürdürmeyeceÄŸine baÄŸlıdır.

Erdoğan baskıya ve otoriterizme dayalı politikalarında ısrar ederse toplumsal desteği yitirmeye hızla devam edecektir.

Demokratik reformlara yönelir ve baskılardan vazgeçerse bir ihtimal toparlayabilir kendi tabanını. Aksi takdirde ekonomik krizin de derinleşmesi gibi daha vahim bir tabloyla karşılaşabiliriz.

HDP Batı kentlerinde muhalefetin adaylarını destekledi. Seçimler öncesi sizin yaptığınız oy çaÄŸrısının da, HDP seçmeninin Batı’da CHP adaylarına oy vermekle ilgili çekincelerinin azalmasında etkili olduÄŸu düşünülüyor. Bu stratejiden ve çıkan sonuçtan memnun musunuz?

Seçmenlerimiz elbette kolay ikna olmadılar. Bu da bizim açımızdan sevindiricidir. Sorgulamayan bir seçmen kitlesindense sorgulayan, eleştiren ve zor ikna olan seçmenler demokrasi açısından büyük bir güvencedir.

Seçmenlerimizin HDP’nin kararına sahip çıkma iradesini göstermiÅŸ olması sevindirici, umutları artıran bir tutum olmuÅŸtur. Bütün seçmenlerimize teÅŸekkür ediyoruz.

Sosyal medyada yer yer HDP seçmenlerinden; HDP tabanının Batı’da CHP’ye desteÄŸine raÄŸmen CHP’nin teÅŸekkür açıklamalarında buna yeteri kadar deÄŸinilmediÄŸi, yeterli oranda teÅŸekkür edilmediÄŸi eleÅŸtirileri geliyor. Bu eleÅŸtirilere katılıyor musunuz?

Seçmenlerimiz CHP’den teÅŸekkür almak için deÄŸil; demokrasi ve barışa ÅŸans yaratmak için sandığa gitmiÅŸtir. CHP’li belediyelerin bize diyet borcu deÄŸil; halkın tamamına eÅŸit, adil, ÅŸeffaf, demokratik hizmet borcu vardır.

Ama CHP Genel Merkezi sosyal demokrat kimliğine uygun olarak demokrasi ve barış adına cesur politikalar, çözüm önerileri geliştirmek durumundadır.

Sadece HDP’lilerin deÄŸil tüm toplumun en acil beklentisi ve ihtiyacı budur. Bunu geliÅŸtirmekte tereddütlü davranırlarsa elbette seçmen bunu göz önünde bulunduracaktır.

YSK son kararını henüz vermiÅŸ deÄŸil ancak Ä°stanbul seçimlerinin yenilenmesi ve CHP’nin de seçimlere katılması durumunda 31 Mart öncesindeki çaÄŸrınızı tekrar yapacak mısınız?

Böyle bir YSK kararı ortada yokken spekülasyon yapmak doğru olmaz. Ancak biz ilkeli bir partiyiz. Yeri ve zamanı geldiğinde ilkelerimiz doğrultusunda bir değerlendirme yapacaktır HDP Genel Merkezi. Bunu da kendi seçmenine danışarak gerçekleştirecektir.

Hem seçim sonuçları hem de oy tartışmaları nedeniyle 31 Mart seçimleri sonrasında Ekrem Ä°mamoÄŸlu ismi öne çıktı. Ä°mamoÄŸlu’nun siyasi çizgisini nasıl deÄŸerlendiriyorsunuz?

Kucaklayıcı dil siyasette önemli ve anlamlıdır. Farklılıklara saygı duyarak siyaset yapmak tüm ülkeye kazandırır, toplumun tamamı bundan fayda görür. Ancak bunu sözde yapmak yetmez, pratikte de gerçekleştirmek gerekir.

Sayın Ä°mamoÄŸlu’nun kutuplaÅŸtıran, ötekileÅŸtiren baskılara, ÅŸantajlara boyun eÄŸmeden demokrasi içerisinde birlik siyasetinde ısrarcı olmasını diliyorum. Bu çerçevede baÅŸarılı olmasını temenni ederim.

Adalet ve Kalkınma Partisi’nin DoÄŸu ve GüneydoÄŸu’da oylarını yükseltmesini, özellikle de ilçe bazında önemli bir yükseliÅŸ saÄŸlamasını nasıl yorumluyorsunuz?

Yerel seçimlerin dinamikleri genel seçimlerden farklı olabiliyor. AKP birçok yerde taşıma güvenlik personeli veya tehditlerle oyunu artırırken bazı yerlerde de HDP’nin hatalarından yararlanmış olabilir.

Devletin tüm gücünü seçimler için sınırsızca ve hukuksuzca kullanan bir devlet partisine karşı seçim kazanabilmek sanıldığı kadar kolay olmuyor. Sanki adil ve eşit bir seçim yarışı varmış gibi değerlendirmek doğru olmaz.

HDP’li yetkililer bölgede kimi yerlerde oyların düşmesinin “devletin baskı politikalarından kaynaklandığını’ öne sürdü. Sizce bu sonucun temel nedeni nedir? HDP’nin eksikleri olduÄŸunu düşünüyor musunuz?

AKP’nin baskısı açıktı zaten, gizleme gereÄŸi bile duymadılar. Az önce belirttiÄŸim gibi demokratik bir seçim ortamı yoktu. Bizler dahil beÅŸ binden fazla HDP yöneticisi ve üyesi hapishanelere atılmışken bu seçimler yapıldı, bunu da göz ardı etmemek lazım.

Ama HDP’nin de eksikleri mutlaka olmuÅŸtur. Partimiz bunu büyük bir özgüvenle ortaya koyuyor, koyacaktır ve gereken dersleri çıkarıp tedbirlerini de özeleÅŸtiri çerçevesinde alacaktır mutlaka.

‘Hendek savaÅŸları’ diye anılan sürecin seçim sonuçlarında HDP’ye olumsuz etkisi olduÄŸuna dair yorumlar yapılıyor. Bu yorumlara katılıyor musunuz?

Sokağa çıkma yasaklarında hükümet eliyle ve talimatıyla yapılan hukuksuz yıkımların, katliamların sorumlusunun da, hendek ve barikatın sorumlusunun da HDP olmadığını halk biliyor. Zaten bu yerlerde oy düşüşü yaşanmamıştır.

Halkımız neyin ne olduğunun farkındadır. Fakat o döneme dair birçok hukuksuzluk ve trajik gerçekler geniş kamuoyunca henüz bilinmiyor. Daha çok da HDP seçmenleri ve oralarda yaşayan Kürtler bunun farkında.

Bu nedenle yerel seçimlerde seçmenler HDP’yi bundan sorumlu tutmamıştır, AKP’nin asıl sorumlu olduÄŸunun farkındadır.

HDP’nin daha önce elinde tuttuÄŸu belediyelerde iyi yerel yönetim modelleri yaratamadığına dair eleÅŸtiriler var. Bu eleÅŸtirilere katılıyor musunuz?

Bu eleÅŸtirilerde haklılık payı var. Teoride en iyi modele sahip olan HDP’dir ama bunu pratikleÅŸtirmede aynı baÅŸarı ortaya konulamamıştır halen. Ancak en dürüst, en ÅŸeffaf belediyeler yine de HDP belediyeleridir.

Henüz model ortaya konulamamış olsa da fedakarca ve samimiyetle halk belediyeciliği konusunda mesafe kat ediyor arkadaşlarımız.

HDP’nin bazı yerellerde en uygun adayları belirlemediÄŸine dair de eleÅŸtiriler var…

Her yerde ön seçim yapılabilseydi bu tür tartışmalar olmazdı. Neden her yerde yapılmadığını tam olarak bilemiyorum. Belki koşulları yaratılamadı.

Ama bundan sonra hiçbir mazerete sığınmadan tüm adaylarımızın ön seçimle belirlenmesinin altyapısını oluşturmak mecburiyetindeyiz. Emimin HDP bu yönlü eleştirileri ciddiyetle ele alacaktır.

HDP milletvekili Leyla Güven ve yüzlerce kişinin açlık grevi sürüyor. Bu eyleme desteğiniz sürüyor mu? Sizce bu eylemler sonlanmalı mı?

Açlık grevi eylemine deÄŸil ama taleplerine desteÄŸim sürüyor elbette. Sayın Öcalan’la görüşülmesini, tecridin kaldırılmasını istemek barış için yapılmış bir giriÅŸimdir aynı zamanda.

Ben açlık grevcilerin eylemlerinin sürdürmesini bekleyemem, isteyemem bu ahlaki olmaz. Ama bitirmeleri için baskı da yapamam bu da sonuç alıcı olmaz. Taleplerinin gerçekleşmesi yoluyla bir an önce eylemlerini bitirmelerini istemek ve bunun için çaba sarf etmek daha gerçekçidir.

Bir an önce ve başkaca da bir ölüm olmadan seslerinin, taleplerinin duyulmasını, açlık grevi eyleminin bu vesileyle hemen son bulmasını tüm kalbimle istiyorum.

Seçimlerin ardından sizin de aktif siyaset döneminizde görevde olan Abdullah Gül ve Ahmet DavutoÄŸlu’ndan iktidara yönelik yapılan eleÅŸtiriler arttı. Kendilerinin bu eleÅŸtirel tutumlarını nasıl yorumluyorsunuz?

Sayın Gül uzun süre cumhurbaşkanlığı yaptı. Ben de o sıralarda partimin eş başkanlarındandım. Birçok konuda düşüncemiz uyuşmasa da diyaloga açık uyumlu tarzıyla, kendi yetkilerini ve sınırlarını dikkate alan tutumuyla saygın bir yönetim anlayışı vardı.

Kendi beyanlarına göre aktif siyasette yer almayı düşünmüyormuş. Ama ülkedeki dehşet boyutlarına ulaşan hukuksuzluklara karşı daha açık bir tutum sergilemesinin Türkiye demokrasisinin hayrına olacağı kanaatindeyim.

Sayın DavutoÄŸlu ise bugün ülke içinde ve Suriye’de yaÅŸanan birçok facianın mimarlarındandır.

Siyasete aktif olarak dahil olur mu olmaz mı kendi bileceÄŸi iÅŸtir. Ama iÅŸe samimi özeleÅŸtiri ve özürle baÅŸlamak yerine akıl dağıtmakla baÅŸlarsa kimsenin o sicili bozuk aklı alacağını sanmıyorum. Sayın DavutoÄŸlu’nun eleÅŸtirmeye deÄŸil özeleÅŸtiri vermeye daha yakın olması gerekir.

CHP Genel BaÅŸkanı Kemal KılıçdaroÄŸlu’na Çubuk’ta yapılan saldırıyı nasıl deÄŸerlendiriyorsunuz?

Bir burun sürtme, ölümü gösterip sıtmaya razı etme, bedel ödetme operasyonu olduğu aşikar. Bu türden linç eylemleri devlet içinden göz yumma, destek olma gibi yaklaşımlar olmadan gerçekleştirilemez. Kimse kimseyi kandırmasın açık bir tehdit operasyonudur.

Ancak toplumdaki fay hatlarını tetikleme potansiyeli de taşıyan tehlikeli adımlardır bunlar. Kimsenin bu türden provokasyonlara alet olmaması, galeyana gelerek kirli amaçlara hizmet etmemesi gerekir.

GeçtiÄŸimiz günlerde Hakkari’de yaÅŸanan çatışmayı ve gerçekleÅŸen ölümleri nasıl yorumluyorsunuz?

Şiddeti, silahı biz hiçbir zaman yöntem olarak benimsemedik, desteklemedik, doğru bulmadık.

40 yıla yaklaşan ve büyük acılara sebep olan silahlı çatışmaların, operasyonların veya silahlı eylemlerin nihai olarak son bulması için de defalarca barış girişimlerinde bulunduk.

Hakkari’de yaÅŸanan saldırı sonrasında 4 askerin yaÅŸamını yitirmiÅŸ olmasından elbette büyük bir üzüntü duyuyorum, ÅŸiddeti asla kabul etmiyor, onaylamıyorum. Askerlerin ailelerine taziyelerimi, baÅŸsaÄŸlığı dileklerimi iletiyorum.

Toplumun bir kısmının yalan propagandalar nedeniyle bize karşı önyargılı olduğunu ve suçlayıcı bir tutum sergilediklerini de biliyorum ama herkes şundan emin olsun ki evlatlarımız, kardeşlerimiz yaşamını yitirmesin diye bizler barış için çok çalıştık, samimiyetle ve fedakarca çalıştık. Maalesef başaramadık, bundan dolayı da çok üzgünüm.

Åžimdi 2,5 yıldır suçsuz yere hapisteyiz ama ‘barış, barış, barış’ demekten de asla vazgeçmedik.