DEM Parti Sözcüsü Doğan: İhtiyacımız olan demokratik siyasettir

Genel Kurul’da konuşan DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2005, 2010 ve 2013 tarihinde Kürt sorununa dair söylemlerini hatırlatarak, muhalefete ve iktidar grubuna, “Ölüm, şiddet ve çatışma da değil, ihtiyacımız olan demokratik siyasettir. Sözün bittiği yerde değiliz, sözün başlaması gereken yerdeyiz” dedi.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Sözcüsü ve Şırnak Milletvekili Ayşegül Doğan, 2024 Yılı Merkezi bütçe görüşmelerinin maddeleri üzerine söz aldı.

YOKSULLAŞTIRMA POLİTİKASI

Şırnak’ta son bir yılda kamuoyuna yansıyan 12 intihar vakası olduğunu söyleyen Doğan, son bir ayda ikisi Cizre ilçesinde olmak üzere en az 3 gencin intihara teşebbüs ettiğini ve iki genci kaybettiğini kaydetti. Doğan, “Uzmanlara göre bu intiharların bir nedeni de bilinçli bir yoksullaştırma politikasının uygulanıyor olması. Yine, Türkiye geneliyle karşılaştırdığımızda nitelik ve nicelik olarak Şırnak ili ve ilçelerinde sağlık hizmetleri hem ekipman hem de personel açısından son derece yetersiz. Örneğin, TÜİK verilerinde dahi anne, bebek ölümleri 3 kattan fazla. Cizre Devlet Hastanesi -yine bir örnek vermek gerekirse- yirmi yıl önceki nüfusa göre planlanmış, 2 katına çıkan nüfusa karşın yeni bir düzenleme ya da iyileştirme yapılmamış; öyle ki 2019 yerel seçimlerinde yapımı vadedilen ve Şırnak-Cizre arasında yer alacak olan 500 yataklı devlet hastanesi hâlâ temel atma aşamasında. Bunu bizzat Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’yla görüştüğümüz zaman da ifade ettik. Hayati vakalar kilometrelerce uzak mesafedeki Elâzığ ve Diyarbakır’a sevk ediliyor. ‘Kilometrelerce’ diyorum, düşünün ki bu bir kalp krizi ve tam teşekküllü bir hastanede kardiyak bir müdahale yapılamadığı için en az iki buçuk saatlik yol ötedeki -Cizre’den giderseniz- Diyarbakır’a gitmeniz gerekiyor” dedi.

‘BAĞIMLILIK YAŞI DÜŞTÜ’

“Silopi, Uludere, Cizre ve Şırnak’ta uyuşturucu bağımlılığında ciddi bir artış var” diyen Doğan, “Bağımlılık yaşının da düştüğünü görüyoruz. Bu durumun önlenmesi için gerekli tedbirler alınmıyor. Uyuşturucuyla mücadelede sadece güvenlik güçlerinin değil, aynı zamanda sağlık çalışanlarının da rol alması gerekiyor. Bu konuda da ciddi bir eksiklik var” diye konuştu.

‘KÜRT SORUNUNA DEMOKRATİK ÇÖZÜM’

Doğan, Kürt sorununun demokratik çözümünün önemine vurgu yaparak, şunları söyledi: “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2005, 2010 ve 2013 tarihinde Kürt sorununa dair söylemlerini hatırlatmak istiyorum. 2005 yılında Diyarbakır’da yaptığı konuşmada, ‘Kürt sorunu benim sorunumdur’ demişti. 2010 yılında Nevruz kutlamalarında, ‘Kürt sorunu Türkiye’nin sorunudur’ demişti. 2013 yılında ise, ‘Kürt sorunu kalmamıştır’ demişti. Bu sözlerin hepsi Cumhurbaşkanı Erdoğan’a aittir. Peki, bugün neden Kürt sorunu yokmuş gibi davranıyor? Neden Kürt halkının taleplerini görmezden geliyor? Neden Kürtçe eğitim, yerel yönetimler, anadil ve kültür hakları gibi konularda adım atmıyor? Neden Kürt siyasetçileri, gazetecileri, akademisyenleri, aktivistleri ve sanatçıları hedef gösteriyor? Neden Kürt partilerine baskı ve kapatma davaları açıyor? Neden Kürt illerinde sokağa çıkma yasakları, operasyonlar, gözaltılar ve tutuklamalar devam ediyor? Neden Kürt halkının iradesini yok sayıyor?”

Doğan, muhalefete ve iktidar grubuna seslenerek, “Ölüm, şiddet ve çatışma da değil, ihtiyacımız olan demokratik siyasettir. Sözün bittiği yerde değiliz, sözün başlaması gereken yerdeyiz. Kürt sorununu çözmek için diyalog ve müzakere kanallarını açmalıyız. Barışın ve demokrasinin önündeki engelleri kaldırmalıyız. Kürt halkının haklı taleplerini karşılamalıyız. Bu ülkenin geleceği için bunu yapmalıyız” dedi.

NHY/ MA