Daha da Mutsusuz

Birgün gazetesinde (23 Şubat)  “Ekonomik Kriz Mutluluğu Azalattı, Para Önem Kazandı” başlığıyla yer alan haber, Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK) verilerinden hareketle Türkiye’nin gittikçe daha az mutlu olduğunu haberleştirmiş.

Ara sıra, canım sıkıldıkça, TUİK sayfasındaki veri tabanlarını dolanır, ilgimi çeken konularda tablolar oluştururum. “Tablolar oluştururum” demem sizi şaşırtmasın, basit ve eğlenceli bir iştir. İlgili konudaki kırılmaları ve yılları vb. seçerek veri tabanından seçilerek sizin için hazırlanmış tablolar oluşturabilirsiniz. Türkiye’yi tanımak için eğlenceli bir yöntemdir; tavsiye ederim.

Çevreme ve kendi hayatıma baktığımda gittikçe daha mutsuz bir toplum olduğumuzu düşünüyordum. Gazetenin haberi de, Türkiye’nin genel manzarasının farklı olmadığını söylüyordu. İstatistiklerde şöyle bir dolandığımda bile, gerçekten de mutsuzluğun farklı toplumsal kesimlerde belirgin bir şekilde arttığını gösteriyor.

Hadi biraz istatistikler de dolanalım. Yukarıda da yazdım; sizler de girip benzer istatistikleri kendiniz için üretebilirsiniz. Ben bu yazıda kullanacağım istatistikleri TUİK’in yaşam memnuniyeti veri tabanından oluşturdum.

Birgün gazetesi, haberinde, eğitim seviyesi düştükçe mutluluğun daha arttığının altını çizmiş; benim tablomda da aynı şeyi görebiliyorsunuz.   Haydi, Sabahattin Zaim Üniversitesi adlı baraka üniversitenin rektörümsü canlısı Bülent Arı’ya güzel bir haber verelim ki, “cahil halkın ferasetine çok daha fazla güvensin” Hatırlarsınız değil mi, Rektör Arı, katıldığı bir televizyon programında “Bizde de şimdi okuma oranı arttıkça beni afakanlar basıyor. Ülkeyi ayakta tutacak olanlar okumamış cahil halk. Türkiye’nin okumuş kesimi profesörden başlayarak geriye doğru en tehlikeli olanlar üniversite mezunları. Olayları en rahat okuyanlar ilkokul mezunları. Üniversite ve sonrası çok vahim. Çünkü zihinleri bulanık” demişti.

İstatistikler onu haklı çıkarıyor, 2004’den bu yana yükseköğretimlilerin mutsuzluğu artarken, hiçbir okula gitmeyenlerin mutsuzluğu belirgin bir şekilde azalıyor.

Tablo 1’e baktığımızda gördüğümüz 2004’ten 2018’e toplumun tüm kesimlerinde mutsuzluk artıyor ancak, eğitim oranı düştükçe bu oran kendi içinde kırılma da yaşıyor. Yani bir başka değişle cehalet mutluluk getiriyor diyemeyiz; ama yükseköğretim görenleri arasında kendisini çok mutsuz hissedenler 2004’de %0,45’ten 2018’de %2’ye çıkarken, hiçbir okulu bitirmeyenlerde bu oranın tersine, %4,99’dan 1,73’e gerilediği de bir gerçek.

İşin ilginci İntihar ile ilgili istatistiklerde topumdaki genel mutluluk rakamlarıyla uyum içinde. İntihar

 

TABLO 2 İNTİHAR İSTATİSTİKLERİ YILLAR/EĞİTİM/CİNSİYET

Tabloya dikkat ettiyseniz, okuma yazma bilmeyenler arasında intihar oranının 2017’de %2,9, Yükseköğretim görenler arasında ise%12,2 olduğunu ve erkeklerin kadınlardan daha fazla intihara eğilimli olduklarını da göreceksinizdir.

Başımıza iş açmayalım ve yazıyı, toplumdaki mutsuzluğun ve intihar eğiliminin CHP zihniyetinden kaynaklandığını bu eğilimlerin nedenlerini tek parti döneminde aramamız gerektiğini de ilave ederek bitirelim.

Mutsuzluk artsa da U-mutsuz olmayalım. Çetin Altan’ın hep hatırlattığı gibi, “enseyi karartmayalım”

Keyifli Pazarlar

Mete Kaan KAYNAR