Ceren Karahan Hocadan ciddi uyarılar…

Değerli arkadaşlarım, büyüklerim, küçüklerim,

Ciddi bir solunum yolu enfeksiyonu salgınının eşiğindeyiz. Radyoda, televizyonda, gazetelerde birçok açıklama dinliyor, okuyorsunuz. Bazıları alanında yetkin, çok değerli uzmanların açıklamaları, bazıları ise konuyla tamamen alakasız, medyatik birtakım kişilerin açıklamaları… Bunların içerdiği doğru bilgiyi eğriden sizin ayırabilmeniz mümkün olmayabilir. Bu yüzden sizleri de korumak adına elimden geldiğince bazı açıklamalar yapmak istedim. Amacım kimseyi korkutmak değil, ancak doğruyu bilmenizi ve tedbirli olmanızı sağlamak. Umarım işinize yarar.

-Enfeksiyona neden olan virüs, yeni tip koronavirüs olarak isimlendirildi. İnsanlara solunum yolu ile (öksürük hapşırık damlacıkları, ağızdan çıkan tükürükler) bulaşıyor. Bulaşmada solunum yolu damlacıkları ile kirlenen yüzeylere temas ettikten sonra ellerin ağıza-buruna götürülmesi de rol oynuyor.

-Bu enfeksiyonun bu kadar önemli hale gelmesinin nedeni, insanlarda ilk kez görülmesi. Bu yüzden önceden etkenle karşılaşıp bağışıklık geliştirmiş kimse yok aramızda. Bu da hepimizin enfeksiyona %100 duyarlı olduğumuz anlamına gelir. Yani etkenle karşılaşırsak hastalanacağız.

-Birçok ülkede ilk vakalar görülmeye başladıktan bir süre sonra vaka sayısında ciddi artış görülmeye başladı. Bizde de böyle olacağını öngörmek yanlış olmaz. Bir kişinin ortalama 2-3 kişiye bu virüsü bulaştırdığını farzedersek 1 hafta 10 gün gibi bir süre sonra olgu sayısı hızla artacak.

-Enfeksiyonu kapsak da özel riskli (hassas) gruplarda olmayanlarımızın yaklaşık %90’ı bu enfeksiyonu (ağır) bir gribal enfeksiyon şeklinde geçirecek. Ateş, öksürük ve nefes darlığı en sık görülen belirtileri (%80 vakada bu belirtiler var). Burun akıntısı, göğüs ağrısı, ishal gibi daha nadir görülen belirtilere de neden olabiliyor.

-Riskli (hassas) gruplar ise gerçekten ciddi bir risk altında. Bu grupta 60 yaş üstü olanlar, akciğer ve kalp hastalıkları bulunanlar, kanser hastaları, bağışıklık sistemini baskılayan tedavi görenler ve bağışıklık yetmezliği hastaları bulunuyor… Özellikle yaş arttıkça ağır enfeksiyon ve ölüm riski maalesef çok daha yükseliyor. Bu nedenle bu grubun toplumda özellikle korunması gerekiyor.

-İşte bu nedenle sevgili büyüklerim, sizin kendinizi iyi korumanız gerekiyor. Mümkünse evden çıkmayın, toplu taşıma araçlarına binmeyin, alışverişe gitmeyin. Bırakın bizler yapalım bunları sizin için. Tenha saatlerde temiz havada yürüyüş yapabilirsiniz, ancak arkadaşlarınızla, dostlarınızla bir araya gelmeyin birkaç hafta. Hele yurt dışından gelenler veya yurt dışından gelen yakını olanlardan biraz daha uzak durun bir süre… Bizler çalışıyor olacağız, o yüzden size mikrop taşımamak için fazla yanınıza gelemeyebiliriz, biraz yalnız kalabilirsiniz ama telefonla hasret giderebiliriz bir süre. Sizin sağlığınız çok daha önemli…

-Çocuklar ve gençler sıklıkla enfeksiyonu daha hafif hatta bazen belirtisiz geçiriyorlar. Daha kalabalık ortamlarda bulunuyorlar. Bu nedenle enfeksiyonun toplumda yayılmasına daha fazla hizmet ediyorlar. İşte okulları (üniversiteler dahil) tatil etmenin asıl amacı da bu yaş grubunun hareketliliğini azaltıp evde tutarak riskli grupları koruyabilmek. Zira onlara enfeksiyonu taşıma ve bulaştırma olasılıkları yüksek.

-Bu nedenle sevgili küçüklerim, her ne kadar bu tatil bir tatil olarak başladıysa da aslında bu bir sosyal uzaklaşma ve bu tatilde size çok büyük bir görev düşüyor. Evde kalmanız gerekiyor. Açık havaya çıkabilir, kişisel sporlar yapabilirsiniz. Ancak kalabalık arkadaş gruplarıyla bir araya gelmek, toplu taşım araçlarına binmek, sinemaya-konsere-alışveriş merkezlerine gitmek, yemeğe-içmeye gitmek sizi de risk altına soksa da sizden daha çok, riskli büyüklerinize tehdit oluşturur. Kendinizin ve sevdiğiniz büyüklerinizin zarar görmemesi size bağlı. İnternet çağında birkaç haftanızı arkadaşlarınızla evden görüşerek geçirebilirsiniz, değil mi?

Hepimiz için en önemlisi mümkün olduğunca enfeksiyondan korunmak. Bunun için:
-Hasta olan, hasta görünenlerden uzak durun. Aranızda en az 1m mesafe olsun.
-Özellikle dışarıdan gelince ellerinizi su ve sabunla en az 40 sn süreyle yıkayın. Onun dışında gün içinde sık sık ellerinizi yıkayın. Yıkama şansınız yoksa alkol bazlı el dezemfektanı veya kolonya ile en az 20 sn elinizin her yanını ovalayın.
-Hastaysanız evde kalın, odanızı ayırın ve istirahat edin. Odanızı sık sık havalandırın. Evdeki diğer kişilerle temas edecekseniz maske takın.
-Hapşırıyor, öksürüyorsanız kağıt mendil içine hapşırın-öksürün ve kağıdı hemen atın. Yanınızda kağıt mendil yoksa dirseğinizin içiyle ağzınızı-burnunuzu kapatacak şekilde dirseğinizin içine hapşırın-öksürün.
-Cep telefonlarınızı eve gelince alkollü/kolonyalı bir mendille silip temizleyin.
-Hasta değilseniz maske takmayın. Maskeyi hastaların takması çok daha önemli. Hastayken evden çıkmanız gerekirse başkalarına bulaştırmamak için mutlaka maske takın.
-Belirtileriniz ciddi değilse evde kalın ve istirahat edin. Ama giderek artan bir solunum sıkıntınız ve düşkünlüğünüz ya da başka ciddi bulgularınız olursa, vakit geçirmeden en yakınınızdaki sağlık kuruluşuna başvurun.
-Ağır olmayan hastaların evde kalması sağlık sistemini yüklememek açısından da önemli. Böylece gerçekten ihtiyacı olan ağır hastalarla daha fazla ilgilenmek mümkün olacaktır.
-İyi beslenin, iyi uyumaya gayret edin. Mutlaka sebze-meyve tüketin. Açık havaya çıkın. Evinizi havalandırın. Bunlar bağışıklık sisteminize iyi gelecektir.
-Medyadaki haberlere bakıp sakın kendi kendinize ilaçlarınızı kesmeyin (tansiyon ilaçlarınızı özellikle)… önceden bildiğiniz veya iyi geldiğini duyduğunuz ilaçları doktora danışmadan alıp içmeyin. Gerekiyorsa tıbbi yardım almak için hastaneye başvurun.

Sizler çok değerlisiniz ve sizleri çok seviyorum. Sağlıkla kalın, kendinize iyi bakın…

Prof. Dr. Z. Ceren Karahan
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi
Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı
Öğretim Üyesi