Büyük Menderes Havzasına Genel Bir Bakış

Ağustos 2016 tarihli Çevre ve Şehircilik Bakanlığının Büyük Menderes Havzası Kirlilik Önleme Eylem Planı’ndan aşağıdaki verilere ulaşmak mümkün. Bu veriler Havzanın ne durumda olduğunu çok açık bir şekilde ortaya konuyor. “Havza Alanı: 2.600.967 ha (yaklaşık). Havzanın barındırdığı Nüfus: 2.5 milyon kişi. Büyük Menderes Irmağının suyunun % 79’u tarımsal sulamada, % 21’i Endüstriyel ve Evsel alanda kullanılmaktadır. Havzanın yaklaşık % 44’lük kısmı tarımsal alandır.” Kasım 2016 verilerine göre Havzada 2000’den fazla Nüfus barındıran 48 adet yerleşim yeri bulunmaktadır. Bunlar 2.15 milyon kişi barındırıyor. Çoğunluğunda Kanalizasyon olduğu belirtiliyor. Bunların sadece 23 tanesinde AAT (Atık Su Arıtma tesisi) var. Gerisinde ATT bulunmamaktadır.

Bu Arıtma tesislerinin sadece 2 tanesi (Çine ve Uşak Merkez) ileri arıtma yapabiliyor. Diğer arıtma tesisleri Nitrient giderimi gerçekleştirmemektedir. Havzada Tekstil, deri, gıda ve Madencilik sektörleri 15 Organize Sanayi Bölgesinde kümelenmişlerdir. Bunların birçoğunda AAT bulunmasına rağmen Nazilli ve Aydın OSB Belediye kanalizasyonuna bağlanmışlardır. Aydın ve Ortaklar OSB’sinde AAT yetersiz durumdadır. 2015 Ocak Ayı itibariyle 169 tesis izlenmeye alınmış, 246 tesis içinde izlenmeye bağlanılmasına çalışılıyor.

Bu izlenme On-line izlenme olup, her an tesislerin çevreye verecekleri zararlar görünür olabilecektir. Ancak bu iş için ağırdan alınmaktadır. 2009 yılı itibariyle KOİ (Kimyasal Oksijen İhtiyacı) yükün yaklaşık % 63’ü arıtılmakta , % 37’si ise arıtılmamaktadır. Arıtılmayanlar akarsular ve denize deşarj edilmektedir. Deşarj edilenin % 96’sı ise havza içinde kalarak çevreyi kirletmektedir. Havzada tespit edilen diğer değerler ise kısaca şöyledir: TN(Toplam Azot) yükün % 82’lik oranı kentsel kaynaklı kirlilik, % 18’lik oran ise Endüstriyel kaynaklı kirliliktir. TP (Toplam Fosfor) yükünün yaklaşık % 82.7’lik oranı Kentsel kaynaklı, % 17.3’lük oranı ise Endüstriyel kaynaklı kirliliktir. KOİ kirlilikte ise % 48.9’u kentsel, %51.1’i ise endüstriyel kaynaklıdır. Azotun % 20’lik bölümü giderilirken % 80’lik bölümü Havza içinde kalmaktadır. Fosforun % 11 giderilirken, % 89’u havza içinde kalarak doğamıza zarar vermektedir. Katı atık depolarında kaynaklı noktasal sızıntı suyu yükleri, KOİ için 415, Toplam Azot için 103 ve Toplam Fosfor için ise 1 ton/yıl olarak hesaplanmıştır. Bunlar hem Havzaya hem de yer altı sularını kirletmektedir. Jeotermal kirlenmede ise

Tuzluluk ve Bor kirliliği açısından önem arz etmektedir. Özellikle narenciye ürünleri bordan önemli ölçüde olumsuz etkilenmekte, verimi ve kalitesi düşmektedir. Tüm bu anlatılanlardan hareketle Havzanın durumunun gelecek açısındaki vahametini görmemek mümkün değildir. Yarına umutla bakmak için bu vurdumduymazlığa sessiz kalmamak gerekmektedir. Bu veriler Bakanlığın resmi verileridir. Bunun çözümü yine Bakanlığın elinde. Kısa, orta ve uzun vadeli planlar yerine ivedi ve acil planlarla soruna çözüm bulunabilinir.