Bisiklet özgürlüktür…

Kendimden biliyorum ki ; bisiklet özgürlüktür. Başlarsın pedallamaya. Rüzgar , en iyi yol arkadaşındır. Saçlarını ona teslim edersin. Savursun dursun güzelliklere bayrak misali. Bayraktır da kadının saçı. Kadınların gücünü, bağımsızlığını , öz güvenini temsil eder .

Kadın, kaç yaşında olursa olsun bisikletsiz asla yapamaz . İlk bisikleti ilk aşkı gibidir. Bisikleti eski olsa da onu öyle  kolay kolay yenisi ile değiştiremez. O bisiklet çok özeldir . Onunla yaşadığı her anı ölümsüzleştirir. Bir kadın benim gibi bisiklet sevdasına çocuk yaşlar da tutulduysa vay onun haline . Bisikletinden ayrıldığı günler , ister istemez onu üzer . Yaz kış demeden bir sonraki buluşmayı bekler . Vuslata erince ondan mutlusu yoktur.

Kadın , o an zamanı unutur. Sadece zamanı değil her şeyi unutur . Ayakları yerden kesilir . Kendi yolunu bilir . Kimseden beklentisi olmadan kendi pedal gücü ile yoluna devam eder . Kendi yüreğinin güzelliği gibi yoluna düşen güzellikleri yaşar. Önünden geçtiği her şeye güzel güzel anlamlar yükler . İnsanlar ile içten sohbete başlar . Sanki dünyayı kendi yaratmıştır . Sanki o bisikletin üzerindeyken , biz kadınlar böyle hissederiz. Bisikletimizin hakimiyeti bizimdir . Kimselere kaptırmayız. Kimselere yolun kontrolünü de vermeyiz.

Bir kadının bisikleti kullanmayı öğrenmesini de insan olarak yürümeye, konuşmaya başlaması gibi olağan bir  biyolojik durum olarak kabul edelim . Ve bu süreç , hayat boyu süre gelecek bir serüvendir. Kadın işe mi  gidecek, arkadaşlarıyla gezecek mi , kendine ayırdığı zaman dilimin de doğaya mı koşacak binsin gitsin bisikletiyle . Diğer taşıtları ne yapsın bisikleti varken .

Bisikletli bir kadın, kendi gibi bisikletin özgürlüğüne inanan kadınlar ile çok iyi anlaşır . Çünkü bisiklete binen kadın;  hayatı sever . Hayatın zorluklarına göğüs germeye hazırdır . Anı yaşamayı  sever . Hayatın sürprizlerine çoktan hazırdır. Bir sorun çıktığı zaman soğukkanlılığı ile hiç bocalamadan çözümler üretir . En kısa yolları bilir . Başladığı işi asla yarıda bırakmaz. Kadını güçlü kılan her şeyi , ona can dostu bisikleti öğretmiştir . Evet , bisikletle yaşam öğretir bize her şeyi . Yolda lastiğim patlasa değiştirebilirim. Yanımda yedek lastiğim vardır . Yolda ufak tefek kazalar atlatsam gerekli ilk yardım bilgilerine sahip olduğum için sorun yaşamam. Bisikletimin bir parçası bozulsa en önce kendim tamir etmeye çalışırım. Sizin anlayacağınız bisiklet , kadın için hiçbir zaman oyuncak hiç olmamıştır. Kadın , bisikletine sahip çıkar . Ona çocuğu gibi gözü gibi bakar . Ona bir şey olacak diye ödü kopar . Ona başkası dokunsun da istemez. Ondan dolayıdır ki bisikletine dair her şeyi öğrenir .

Bisikleti ile özgürlüğünü yaşayan kadın , doğa dostudur. Çevre bilincine sahiptir . Doğada özünü yaşamak istediği an bisikletine binip gittiği için doğayı herkesten çok farklı sever. Kadın, doğada çok daha dişidir . Doğanın yaşattığını huzuru, en çok sevdiği kimseler ile paylaştığı gibi sadece bisikletiyle paylaşabilir.

Kadın hareketleri zaten başlı başına özgürlüğü, onun emeğini haklarını savunur. Avrupa Hareketlilk Haftası ‘nda kadının hem bu haklarını , hem de bisiklet ile kadının eve bağlı kalmak yerine doğa dostu kimliği ile çevresine deniz feneri misali ışık saçan bir birey olduğunu bir kez daha anlarız.  Bu kapsamda ülkemizde ilk 2013 yılında İzmir’de düzenlenmeye başlayan Süslü Kadınlar Bisiklet Turu etkinliği , altı yıldır devam etmektedir . Her geçen yıl daha çok kadının katıldığı bu güzel etkinlik, kadının bisiklet ile de istediği her yere gideceğini anlatır . Bisikletin, biz kadınlar için hayatımızdaki vazgeçilmez yeri çok daha pekişir . Yaşadığımız özgürlüğü hiçbir kimseye vermeyeceğimizi haykırırız. İşte bisiklet , özgür yaşamdır .

22 Eylül Pazar Günü , yani dün eş zamanlı olarak ülke genelinde yine biz  kadınlar ; süslendik püslendik, taktık takıştırdık , bisikletimizi de günün anlam ve önemine göre hazırladık. Düştük yollara . Kadın olarak hep vardık, varız diye haykırdık. Duymak istemeyip kadını eşit görmek istemeyenler belki de yine çok rahatsız oldu . Oldularsa da affola demeyeceğim elbette . Bisikletime , hep kendime inanarak binmeye devam edeceğim. Ruhumun yolları ; beni bir kadın olarak üreten , kendi ekmek parasını kendi kazanan , kimseye boyun eğmeyen zorlu yollara çıkarsa da …  Biliyorum ki yolun sonun da zafer benim. Benimle aynı inanç ve kararlılığı hisseden Akçaylı yani İdalı kadınlar ile Atatürk Büstü önünde buluştuk. Süslü Bisikletli Kadınlar Turu etkinliğinin Akçay sorumlusu Filiz hanım , bütün heyecanı ile basın açıklamasını yaptı. Kadınların doğa dostu olduğunu vurguladı. Çevreye hiçbir zararı olmayan bisikletin ulaşım aracı olarak kullanılmasının , iklim değişikliğini de olumluya çevireceğini söyledi. Kazdağ Çiğdemi olarak ben de diyorum ki ; biz kadınlar bütün zarafetimizle yollarda olalım ki doğa ve çevre kazansın.

Bisiklet turu , yaklaşık olarak kırk dakika sürdü. Duyarlı ve bisiklete binmenin verdiği sorumluluğumu taşıyan güzel yürekli kadınlarımız, turun sonunda yine meydandaydı. Artık sonrası eğlenceydi. Müzik eşliğinde güzel vakit geçiren kadınlar , tatil gününde kordonunu keyfini çıkaran Akçay halkının da sevgisini ve takdirini kazandı. Güzelliklerle sonlanan organizasyon da emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum . Her sene daha çok kişinin katılmasını diliyorum . Süslü Bisikletli Kadınlar etkinliğini başta yerel yönetimler olmak üzere herkes  sahiplensin, organizasyonun halk ile bütünleşmesi için kendine düşen görev ve sorumlulukları yerine  getirsin.

Çiğdem ÇİMEN
Latest posts by Çiğdem ÇİMEN (see all)