Türk Tabipleri Birliği (TTB) eski Merkez Konseyi Başkanı ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, “TCK’nın 301. maddesine muhalefet” suçlamasıyla yargılandığı davada beraat etti. Ancak bu karar, adaletin işleyişine dair sevindirici olmaktan çok düşündürücü bir tabloyu ortaya koyuyor: Hiç açılmaması gereken bir davada beraat etmek, ülkede hukukun geldiği noktayı gözler önüne seriyor.
Adaletin Önünde Geçirilen Bir Süreç
İstanbul 69. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, Fincancı ve avukatı Oya Meriç Eyüboğlu duruşmaya katılmadı. Ancak Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Genel Başkanı Metin Bakkalcı, TİHV İstanbul Temsilcisi Ümit Efe, Uluslararası Af Örgütü, MLSA ve çok sayıda gazeteci ile sivil toplum örgütü temsilcisi mahkemede hazır bulundu.
Duruşmada savcı, Fincancı’nın açıklamalarının suç unsuru taşımadığını belirterek beraatini talep etti. Mahkeme de bu talebe uyarak Fincancı’nın beraatine karar verdi. Peki, hiç suç teşkil etmeyen bir açıklama için açılan bu davanın kendisi ne anlama geliyor?
Sevinmek mi, Yoksa Durumu Kabullenmek mi?
Fincancı’nın beraati, ifade özgürlüğü açısından olumlu bir gelişme olarak görülse de, asıl sorun, böyle bir davanın baştan hiç açılmamış olması gerektiği gerçeğinde yatıyor. Bir insan hakları savunucusunun, mesleği gereği dile getirdiği görüşleri nedeniyle yargılanması, ardından suçsuz olduğunun mahkeme tarafından “tescil edilmesi”, hukuk sisteminin nasıl işlediğine dair acı bir gerçeği gösteriyor.
Adaletin yerini bulmasına sevinmek yerine, insanların ifade özgürlüğü nedeniyle yargılanmadığı bir ülkenin nasıl mümkün olabileceğini tartışmak gerekiyor. Çünkü hukukun, sadece eleştirel sesleri susturmak için kullanıldığı bir düzen içinde beraat kararları bile birer lütuf gibi sunuluyor.
Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın serbest kalması, elbette sevindirici. Ancak asıl mesele, bağımsız yargının ve ifade özgürlüğünün bu ülkede olağan bir hak haline gelmesi. Beraat kararlarının birer “zafer” gibi kutlandığı bir düzende, hukukun gerçek işleyişine dair ciddi sorular sormanın zamanı çoktan geldi.