Avrupa’da kadın cinayetleri ne boyutta

1 Eylül’de Fransa’nın güneyinde Cagnes-sur-Mer kenti sakinlerinden biri, çöplükte yorgana sarılmış bir ceset buldu.

Bu korkunç bir saldırıya uğramış bir kadının cesediydi. Kadının partneri cinayeti inkâr ediyordu.

21 yaşındaki Salome, Fransa’da kadın cinayetlerine kurban giden 100. kiÅŸi oldu.

2 Eylül’de ise 92 yaşındaki bir kadın 94 yaşındaki kocası tarafından sopayla dövülerek öldürüldü.

Bu olaydan birkaç saat sonra Fransa hükümeti, kadınları aile içi şiddetten korumayı amaçlayan bir dizi önlem aldı.

Diğer Avrupa ülkeleri de sosyal sınıf ayrımı gözetmeden meydana gelen kadın cinayetleri konusunda çeşitli önlemler almaya çalışıyor.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron aile içi şiddete karşı ülke çapında bir kampanya başlattı. Bu tür olayları ihbar etmeye yönelik bir telefon hattına gelen bir çağrıyı dinleyerek konu hakkında bilgi aldı.

Telefondaki kadın, yıllardır kocasından şiddet görmüş, sonunda onu terk edecek cesareti göstermişti. Evden eşyalarını almak için bir polis memurundan yardım istemiş, ama memur müdahale etmek için mahkeme kararı gerektiğini söyleyerek reddetmişti.

Aslında memur yanlış bilgi vermişti, ama yardım hattının yasal yetkisi olmadığı için hattaki danışman, kadını başka bir yardım kuruluşuna yönlendirmişti.

Bunları dinlerken CumhurbaÅŸkanı Macron kızgınlıkla başını sallıyor, “Bu tür olaylar sık oluyor mu?” diye hattaki görevliye soruyordu. “Evet, giderek daha sık oluyor” diye yanıtladı görevli.

Kadın cinayetleri rakamları bakımından Fransa Avrupa BirliÄŸi’nde başı çekiyor.

Fakat Women’s Link Worldwide adlı kadın kuruluÅŸundan Viviana Waisman, kadına karşı ÅŸiddetin rakamlarla basitleÅŸtirilmemesi gerektiÄŸini söylüyor.

“Kadına karşı ÅŸiddet, sınırları, sınıfları ve sosyo-ekonomik statüyü aÅŸan bir sorun. Bu konu hakkında açıktan konuÅŸma düzeyi farklı da olsa tüm toplumlardaki kadınları ve kız çocuklarını etkiliyor.” diyor

Partner cinayeti konusunda rakamlar ne gösteriyor?

Ä°statistikler bu sorunu tüm yönleriyle ortaya koymasa da Romanya ve Kuzey Ä°rlanda’da bunun büyük bir sorun olduÄŸu görülüyor.

Kuzey Ä°rlanda’daki Kadın Yardım DerneÄŸi’nden (Womenis Aid Norhtern Ireland) Sonya McMullan’a göre, “aile içi ÅŸiddet sorunu devam ediyor ve her yıl pek çok kadın bu nedenle hayatını kaybediyor”.

Büyük Britanya’ya baÄŸlı olan Kuzey Ä°rlanda’da aile içi ÅŸiddet olayları artış gösteriyor ve kadınları koruyucu önlemler ülkenin diÄŸer bölgelerine kıyasla burada daha zayıf.

Kadınların korunmasına yönelik çalışmalara finansman desteği yüzde 5 azaldı ve son iki yıldır özerk yönetimin işlemesinde ortaya çıkan sorunlar nedeniyle kadın sığınma evlerinin geliştirilmesi önerileri hayata geçirilemedi.

‘Toplum hâlâ kadını suçluyor’

Cinsiyet eşitliği bakımından örnek gösterilen Finlandiya bile kadın cinayetleri bakımından AB içindeki en yüksek oranlardan birine sahip.

Lapland Ãœniversitesi’nde Cinsiyet AraÅŸtırmaları profesörü Paivi Naskali, kuzey ülkelerinde kadınların eÅŸit haklarının kamu alanında koruma altında olduÄŸunu, ama özel alanda olmadığını söylüyor.

“Sosyal devlet kadınlara birçok hak tanımış durumda, ama bu politikalar daha çok çalışma alanında yoÄŸunlaÅŸmış durumda, özel yaÅŸam alanında deÄŸil” diyor.

Baltık ülkelerinde de kadın cinayeti oranı oldukça yüksek. Litvanya’da aile içi ÅŸiddet maÄŸdurlarına hizmet veren bir yardım kuruluÅŸunda gönüllü çalışma yürüten aktivist Modesta Kairyte, “Sovyet dönemi bir tür travma bıraktı, ama sorun çoÄŸunlukla toplumdaki tutumlarla ilgili” diyor. “Toplum hala kadını suçluyor, onu kınıyor.”

Kadın istismarcı bir ilişkiyi sürdürdüğünde bol nasihat işitiyor ama bıraktığında da başarısızlığa uğramış görülüyor. Ayrıca çocuk varsa kadının ilişkiyi sürdürmesinin çocuklar için daha iyi olduğuna dair yaygın ve yanlış bir kanı var.

Kairyte, “Oysa bütün araÅŸtırmalar istismarcı bir ailede çocukların daha fazla saÄŸlık sorunları yaÅŸadığını gösteriyor” diye açıklıyor.

Ä°spanya, kadına karşı ÅŸiddet olaylarında kadınları koruyucu önlemleriyle tüm Avrupa’ya örnek olarak gösteriliyor.

2004’te çıkarılan bir yasa ile aile içi ÅŸiddet olaylarını ele almak üzere özel mahkemeler kuruldu, maÄŸdurları destekleyen programlara ayrılan bütçe artırıldı.

Ancak Haziran ayında, kayıtların tutulmaya başladığı 2003 yılından bu yana işlenen 1000. kadın cinayetine tanık oldu İspanya.

29 yaşındaki Beatriz Arroyo, Haziran’da erkek arkadaşından ayrılıp yeni bir hayat kurmaya karar vermiÅŸti. Valencia’da beÅŸinci kattaki apartman dairesini paylaÅŸtığı erkek arkadaşına bu kararını açıkladığında, erkek arkadaşı önce onu boÄŸmuÅŸ, ardından kendisi de balkondan atlayıp intihar etmiÅŸti.

Bu ölüm Ä°spanya’daki 1000. kadın cinayeti ve olayın gerçekleÅŸtiÄŸi 10 Haziran tarihi de ülkedeki “erkek ÅŸiddetine” dikkatleri çeken kara bir gün olarak kayıtlara geçti.

Bu 1000 kurbanın 607’si partneri, 225’i eski partneri tarafından öldürülmüştü ve cinayetlerin 168’i ayrılma sürecinde olmuÅŸtu.
Ä°spanya’da bu yıl öldürülen kadın sayısı ÅŸimdiden 2018 rakamlarının iki katını aÅŸmış durumda.

Kadın cinayetlerine karşı neler yapılıyor?

Fransa BaÅŸbakanı Edouard Philippe bu hafta kadın cinayetlerine karşı mücadele için 5 milyon Euro’luk bir paket açıkladı. Bu parayla 1000 adet yeni kadın sığınağı açılacak ve 40 karakol kadınların ÅŸikâyetlerinin nasıl ele alındığı incelenecek.

Kadına karşı şiddet olaylarına karışmış kişilerin mağdurlara yaklaşmasını önlemek üzere elektronik kelepçe kullanılacak.

Aile mahkemelerine, kötü muamele görmüş annelerin çocuklarını babaların ziyaret etmesine engel koyma yetkisi tanınacak.
CumhurbaÅŸkanı Macron’un kampanyaya dikkat çekmek için kullandığı telefon hattına yapılan aramalarda o gün büyük bir artış kaydedildi. Fransa televizyonu, hatta gelen günlük telefon sayısı ortalama 200-300 civarında iken o gün 1661 arama yapıldığını açıkladı.

Kadın hakları örgütleri, aile içi şiddetle mücadeleye daha fazla kaynak ayrılması gerektiğine ve eğitimin büyük önem taşıdığına inanıyor.

Litvanya’da çalışma yürüten Modesta Kairyte, aile içi ÅŸiddetin farklı biçimlerini, duygusal, ekonomik ve fiziksel boyutlarını açıklayan bir çizgi kitabın hazırlanmasına katkıda bulunmuÅŸ.

Partnerlerin gözünden kaçırılabilecek ve başka kitaplar içinde saklanabilecek küçük ve bilgilendirici broşürler bunlar.

Peki, eÄŸitim çok daha küçük yaÅŸta baÅŸlasa nasıl olur? Kuzey Ä°rlanda’da iliÅŸkiler konusunda ilkokul sonrası eÄŸitim müfredatında herhangi bir ders bulunmuyor.

Kairyte, gençliÄŸe adım atan kiÅŸilerin kelimelerin ve davranışların anlamı konusunda fazla fikri olmadığını söylüyor. “Karşıdaki kiÅŸi tutkulu mu yoksa saldırgan mı?”
“Bu nedenle gençlerin saÄŸlıklı bir iliÅŸkinin nasıl olması gerektiÄŸini anlaması büyük önem taşıyor.”