Anıt ağaç gölgesinde Kızılkeçili

Can dostum bisikletim ile, Altınkum’dan Kızılkeçili ve Zeytinli’ye gitmekten çok keyif alıyorum. Zeytin ağaçlarının eşlik ettiği bu güzergah , oldukça cömert. Yolun sonunda doğa, kültür, sanat, adına var olan bütün güzelliklere ulaşıyorum. Edremit-Çanakkale yolu üzerinde hepimizin bildiği gibi pek çok alışveriş merkezi ve restoran hizmet veriyor. Kazdağları’nın eşsiz güzelliğini yaşamak varken, buralarda vakit geçirmek hiç ama hiç istemiyorum. Bu isteğimin sesine kulak veriyorum. Hiç zaman kaybetmeden kendimi yollarda buluyorum.

Kızılkeçeli Mahallesi ile Akçay Mahallesi birbirine oldukça yakındır. Akçay Otogarı’ndan yolun karşısına geçilince Kızılkeçili yolu hemen bulunur. ‘’KIZILKEÇİLİ KÖYÜMÜZE HOŞ GELDİNİZ’’ levhası bizleri karşılar. 2014 yılından itibaren yürürlükte olan büyükşehir yasası ile mahalle statüsüne geçse de Kızılkeçili ve Zeytinli, benim için her zaman köydür. Köy ya da mahalle olup olmalarından çok daha önemli olan, bu güzelim yerleşim yerlerinin korunmasıdır.

Kızılkeçili yolu, her geçen yıl artan nüfusun habercisidir. Yol boyunca yeni açılan eğitim kurumlarını, turistik işletmeleri görürsünüz. Köy okulu ve sağlık ocağı da girişte yer alır. Yolun bir kısmı biraz zorlayıcı olsa da hem benim gibi bisikletliler için hem de yürümeyi tercih edenler için oldukça keyiflidir. Yolda yer alan hayrat çeşmesi, sıcak yaz günlerinde can kurtarıcı görevini görür.

Köy meydanına gelir gelmez Kuzey Ege’de olduğunuzu bir kez daha anlarsınız. Bölgemizin geleneksel yerleşim düzeni Kızılkeçili’de de hâkimdir. Köyün girişi olan meydanda Atatürk’ümüzün büstü, samimi sohbetlerin yapıldığı kahveler, bin pınarlı İda’nın bereketiyle çağladı çeşmeler, kedilerin taşına çıkıp su içtiği havuz, eskiden köy konağı olan günümüzde Sabahattin Ali’nin adını verdiği, Atatürk Çocukları Kütüphanesi yer almaktadır.

Sabahattin Ali Atatürk Çocukları Kütüphanesi’nin, köyde açılmasına dair bir şeyler söylemek gerekirse…Kazdağları’na da yapmış olduğu doğa yürüyüşlerinde kim bilir neler neler düşündü Sabahattin Ali . Kim bilir bu güzelim doğanın onda uyandırdıkları; yazılarına, dizelerine, söylemlerine daha da nasıl büyük bir ustalıkla dökülecekti. Halen daha aydınlatılamayan o kara cinayete neden olan ve diğer aydınlarımızı da katleden karanlığın yok olup gitmesi adına var olan bu kütüphane ile Sabahattin Ali’nin adının yaşatılıyor oluşu; her birbirimizin sorumluluklarımızın olduğunu anlatıyor. Nice nice Atatürk Çocuklarının yetişmesi için Kızılkeçili’deki bu kütüphaneye destek olalım.

Kızılkeçili İlkokulu’nun binası, her görüşümde beni etkiler. Merdivenlerinden zamanında yeni bir şeyleri öğrenmenin heyecanı ile çıkan çocukları düşünürüm. Kızılkeçili gibi doğa ile bütünleşmiş bir köyde okumak kim bilir ne kadar güzeldi. Ne yazık ki günümüzde o tarihi binanın kapıları eğitim-öğretime kapalı. Okulun bahçesi, Kızılkeçili kadınların el emeklerine ev sahipliği yapıyor. Kadınların dayanışma içerisinde kendi ürünlerini satması, kendi ekonomik özgürlerini kazanabilmeleri açısından çok önemli.
Kızılkeçili’ye gidenlerin uğrak yeri olan Naciye Sanat Evi, neredeyse köyün en güzel manzarasına sahip. Yer avantajını sanat ile birleştiren Naciye Sanat Evi, sağlık dolu Ege kahvaltısını ve birbirinden lezzetli tatları köye gelenlerin beğenisine sunuyor. Köyün eski mimari özelliği tamamen korunamasa da eski yapılar ile karşılaşmak mümkün.

Köyün çıkışı, bambaşka güzelliklere açılır. Sizi Anıt Ağaç karşılar. Aslında o benim Ağıt Ağacımdır. Böylesine sahiplendiğim Anıt Ağacı, her yıl mutlaka ziyaret etmeliyim. Etrafında oturmak, onun tanık olduğu geçmişi düşünmek beni bambaşka bir dünyaya götürür. İda’nın Antik Çağlardan beri gelen efsanevi dünyasını hissederim. Anıt Ağaç’ın bulunduğu yol, Kurtuluş Savaşı’mızda, mücadeleye katılan kahraman köylümüzün zafer yoludur. Bu gerçeği bilmek, Kuvayi Milliye ruhunu bir kez daha yaşatır.
Geçtiğimiz yıllarda Kızılkeçili Çayı üzerine HES kurulmak istenmişti. Doğa ve çevre derneklerinin sert tepki gösterdiğine hepimiz tanık olmuştuk. Bugün de çay üzerine HES yerine sanki daha az zarar verecekmiş algısı ile baraj kurulmak isteniyor. Bu konuda gündeme geldiğinde yine aynı tepkinin verileceğini biliyoruz. Biz Kazdağları sevdalısı olarak derelerin özgür akmasından yanayız. Keçilerin de özgürce koşmasından. Kızılkeçili Çayı’nın ve çevresinin her zaman temiz tutulmasını istiyoruz. Etrafında hizmet veren turistik işletmelerin şu anki hali oldukça masumane. Onlar olduğu gibi kalsın. Çayın geçtiği yere atılan masalar insanı ürkütmüyor. Yani çevreye zararının olmadığını biliyoruz. Doğal güzelliğin tadını doyasıya çıkardığımız bu işletmelerde ailenizle, sevdiklerinizle birlikte isterseniz güzel bir kahvaltı yapın, isterseniz bir akşam yemeği yiyin. Kararınız ne olursa olsun buradan mutlu ayrılacağınız kesin. Bir kez daha gelmek için can atacaksınız. Kendinizin pişirip yiyebileceği alanlar da var. Günübirlik gelişler yeterli değil derseniz, Kazdağları eteklerinde unutulmaz anlar yaşayacağınız oteller, kamp alanları, bungalov evler gibi herkesin zevkine, bütçesine göre konaklama imkânı sunan işletmeler var. Gelecekte de işletmelerin Kazdağları’nın dünya mirası olduğunu unutmadan doğa dostu kimlikleri ile var olmalarını diliyorum.

Kızılkeçili, Akçay gibi diğer yerleşim merkezlerine de oldukça yakın. İlk görünüşte sanki sadece köy halkının yaşadığı alan varmış gibi görünür. Ama hiç de öyle değildir. Köy meydanındaki çay bahçeleri, çayın getirdiği güzellik, Anıt Ağacı’n heybeti, her mevsim başka bir huzur veren doğa, sanatsal ve kültürel gelişmeler, köy halkının olumlu yaklaşımı gibi bizlerin ruhunu dinlendiren her şey Kızılkeçili’nin de Kazdağları gibi sonsuz şifaya sahip olduğunu anlatır. Köyün her köşesinde kendi dünyamıza dair izler buluruz. Kendimizi yenileriz. Kendimizi çok daha dinç hissederiz. Umudumuzun peşinden koşacak gücü toplarız.

Kazdağ Çiğdemi olarak, Kızılkeçili Köyü’nün ruhuma yaşattıklarını, anlatmaya devam etsem Anıt Ağaç’ın bilgeliğine haksızlık etmiş olurum. En iyisi mi, sizleri bu güzelim köyümüzde kendi anılarınızı yaşamaya davet edeyim. Hiç şüphe duymuyorum ki; Kızılkeçili her birinizin dünyasını çok daha anlamlı kılacaktır.

Benim adım “PLATANUS ORİENTALIS’’ , YAŞIM 850, BOYUM : 30 M. , ÇEVREM: 860 CM..” diyen Anıt Ağacı’m ile bir kez daha görüşmek üzere vedalaştığım yol, Zeytinli Köyü’ne, Kazdağı’nın bambaşka güzelliklerine açılır. Bizleri, Kızılkeçili’de hiç bitsin istemediğimiz güzel anlar gibi zamansız mucizeler bekler.

Kızılkeçili’den, Kuvayi Milliye Kahramanı Kazak İsmail ve diğer bütün aziz şehitlerimiz sayesinde bizlere emanet bırakılan Zeytinli Köyü’müze gidişimi ve vardığımda yaşadığım keyifli saatleri de anlatacağım. Ama önce Kızılkeçili’nin, Anıt Ağacı’n sonsuzluğa uzanan dalları gibi, hiç tükenmeyen güzelliğini doyasıya yaşamak istiyorum. Orada bulunduğum her anı yeniden düşününce başka bir güzellik doğuyor.

Sevgili okurlarım, yaşadığınız bölgenin doğal güzelliklerini yaşadığınız nice günler sizlerin olsun. Ülke olarak çok daha güzel günler yaşayacağımıza inanın. Biz Kazdağlılar olarak, doğa ile kucaklaştığımız evimiz,toprağımız,vatanımız olan Kazdağları’na sahip çıkmaya devam edeceğiz. Bu amaç doğrultusunda, bu ayın 21’inde cumartesi günü, yürüyüş grupları, çevre dernekleri bir kez daha Eybek için yürüyecek. KAZDAĞLARI’NDA RES’E HAYIR YÜRÜYÜŞÜ’ne lütfen katılım sağlayalım, Eybek için ÇIĞLIK OLALIM!.

 

Çiğdem ÇİMEN
Latest posts by Çiğdem ÇİMEN (see all)