Almanya’dan FaÅŸizm Ders Notları

Faşizm genellikle bir ekonomik kriz sonrası iktidara yürümeye başlar. Bu kapitalist ekonomide sürekli olan krizlerden farklı olarak, mevcut partilerin artık yönetemeyeceğine halk kitlelerinin inandığı daha çok bir siyasal krizdir.

Yeni zinde bir güç olarak iktidara gelen faşist partiler, halkın onlardan her beklentisini, karşılayacakları sözünü vermekten çekinmezler. Popülizm bu faşist partilerin propaganda yönetmelerinin en temel ilkesi olur.

FaÅŸist partiler diÄŸer saÄŸ partilerden farklı olarak, hükümet etmek için gelmezler. Çünkü “”FaÅŸizm bir hükümet biçimi deÄŸiÅŸikliÄŸi deÄŸil; bir devlet biçimi deÄŸiÅŸikliÄŸidir. Gerçekte faÅŸizm iktidara, eski burjuva partileri ile bazen ÅŸiddetlenen bir savaÅŸ sonucunda gelir ” O iktidara gelir gelmez orada kalıcı olmanın, devlet sistemini deÄŸiÅŸtirmenin yollarını aramaya baÅŸlar. Yasaların hızlı deÄŸiÅŸmesi, anayasanın deÄŸiÅŸimi ve yeni sistem önerileri bir birini izler.

Faşizmi önlemenin yolu da geniş halk yığınlarının ortak birlikte mücadelesiyle ancak mümkün olur. Faşizm konusundaki uzmanlığıyla ün kazanan Alman tarihçi Kurt Gossweiler’e göre bu felaket ancak ortak bir cephe altında bir araya gelebilen bir işçi hareketi, parlamento içi/dışı mücadele yolları dâhil bütün anti-faşistlerin birleşikte kitle hareketiyle önlenebilir.

Parlamento içi ve dışı muhalefetin değişik, siyasal tercihler, ama çoğunlukla faşist partinin ağır eleştiri bombardımanı altında bir birinden uzak durması faşizmin iktidarını güçlendirmekten başka işe yaramaz.

Faşist parti popülist söylemile, muhalefetin kendi arasındaki çelişkileri ustalıkla kullanır, bir araya gelmelerini engeller. Bazen muhalefeti bir birine düşürür. Bu oyuna gelen muhalefet partileri faşist partinin ekmeğine yağ sürer, tarihsel sorumlukları altında kalırlar.

Almanya’da Komünistlerin birlikte hareket etme, genel grev örgütleme çağrılarına sürekli olumsuz yanıt veren Sosyal Demokrasinin, Hitler Faşizminin iktidarını güçlendirmesindeki rolü artık günümüzde bilinen bir şeydir.

Almanya’da Hitler FaÅŸizminin engellenmesinin mümkün olduÄŸunu gören Bulgar Komünist G. Dimitrov 1935’de şöyle diyecektir; “Almanya’da faÅŸizmin zaferi kaçınılmaz mıydı? Hayır, Alman işçi sınıfı bu oyunu bozabilirdi. Ama bunun için sosyal demokrat önderleri komünizm karşıtı kampanyalarına son vermeye ve Komünist Partinin sürekli yinelediÄŸi faÅŸizme karşı eylem birliÄŸi çaÄŸrılarını kabul etmeye zorlamalıydı. Alman burjuvazisinin faÅŸist planlarını bozacak gerçek bir kitle mücadelesi ile yanıt vermeliydi.”

[1] Nicos Paulantzas, FaÅŸizm ve Diktatörlük, Ä°stanbul Birikim Yayınları Mayıs 1980″

Hasan KAYA
Latest posts by Hasan KAYA (see all)