Doğal Yaşam Köprüleri (Geçitleri)

Duble yollar, otobanlar trafiği rahatlatan unsurlar olarak ve kazaları aza indirgemede ana rol oynuyorlar. Ancak bu duble yollar ve otobanlar bir başka zarara ve kazalara neden olmaktadırlar. Bu yollar doğada yaşayan canlıların ve bitkilerin yaşamsal alanlarında dolanımlarını ve sirkülasyonlarını engellemekte, onların yaşam alanlarını bölmektedir.

İleri gelişmiş ülkelerde bu yolların proje aşamasında, yolların geçeceği güzergahlarında hayvan ayak izleri ve bitki popülasyonu izlenerek, bu yolların canlı ve bitkilerin dolaşımını kolaylaştıracak alt ve üst geçitler (yaşam köprüleri) projelere eklenerek canlı yaşamının yollar aracılığıyla bağlarının ve barınma, beslenme havzalarını kesintiye uğratmadan devamını sağlayacak şekilde yapılırlar.

Bu Yaşam köprüleri ormanlık alanlarda daha fazla diğer alanlarda da sık olmasa da görülmektedir. Ülkemizdeki otoyollarda bu tür bir bağlantı ekleri bulunmamaktadır. Bu da canlı yaşam döngüsüne ne kadar yabancı olduğumuzu göstermektedir. Normalinde tüm otobanlarda ve duble yollarda canlı yaşamının kesintisiz devamı ve bitki tohumu dolanımının devamı için bu alt ve üst yaşam köprülerinin olması doğada canlı yaşam döngüsünün olması için zorunludur. Çevre bilinci ve çevredeki canlı yaşamının korunup devamının sağlanması bunu gerektirir.

Bırakın bunları ülkemizde şehir içlerinde ve belli yerleşim merkezlerinde gerekli olan ve insan yaşamı için zorunlu olan alt ve üst geçitler bile yapılmamaktadır. Hatta kazalardan dolayı sık sık yol kapatma eylemlerine rağmen bunlar yapılmazken diğer canlılar için yaşam köprülerinin yapılmasını beklemek saflık olur kanaatindeyim. Gülek boğazında yapılan bir yaşam köprüsü için yandaş medya epey övgüler düzerken, diğer yollar için ise hiçbir ses çıkarılmamaktadır. Üçüncü köprü için yapılan yollara da yapılacağı belirtilmiş. Ancak ya öncekiler için neden bir ses yoktur acaba? Birkaç yaşam köprüsü yapmakla bu işler olmuyor. Her alanda ve gerektiği kadar yapılması gereklidir.

Batılı ülkelerde otoyolların kıyılarında orman hemen hemen yola bitişik bırakılırken, bizim otoyollarımızda en geniş şekilde orman kıyımı yapıldığı gözden kaçmıyor. Bu bile o alandaki canlıların yaşam alanlarına ne kadar ileri düzeyde müdahale edildiğini göstermesi yanında, geçitlerin olmaması ise o alandaki canlıların yaşam alanlarını bölüp, daraltılması canlı yaşam döngüsüne büyük zararı olmaktadır.

Otoyollarda yaban hayvanlarının geçiş yerleri levhalarla belirtilmektedir. “Bu levhalar tüm ülkelerin yollarında bulunmaktadır. Ama onlar levhayla yetinmeyerek geçiş köprülerini de yapmaktadırlar.” Ancak bu yeterli olmamaktadır. Çünkü bu yollarda çokça yaban hayvanına çarpmalardan kaynaklı maddi hasarlar, yaralanmalar ve ölümlü kazalar yaşanabilmektedir. Bunda en çokta yaban hayvanı kayıpları görülmektedir. Bunun nedeni, otoyolla yaşam alanları parçalanan hayvanlar bu yolları aşarak o alanını tamamlamaya çalışmasıdır. Yani ya suya ulaşmak için, ya da yiyeceğine ulaşmak için o yolları aşmaya çalışmaktadır. Eğer hayvan ayak izleri izlenerek bu yaşam geçitleri yapılmış olsa bu tür kazalarda en aza indirgenebilir. Doğal yaşam olgusu da en az zararla devam edebilir.

Yollar yapılırken sadece insanlar için can kaybı hesabı yapılmamalı. Tüm diğer canlılar içinde can kaybı hesabı yapılarak, onların yaşam alanlarının olduğu yerlerdeki ayak izleri tespiti ile dolanımını kolaylaştıracak alt-üst doğal yaşam köprüleri yapılmalıdır. Yerleşim yerlerinde bizler için yapılanlar gibi canlıların doğal çevrelerine uyumlu yaşam köprüleri yapılmalıdır.