“20 İl Bugüne Kadar Hiç Kadın Milletvekili Çıkarmadı”

Türkiye’de kadınlar seçme ve seçilme hakkına birçok ülkeden daha önce, 5 Aralık 1934’te kavuştu. 1935 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne 17 kadın milletvekili girdi. Ancak aradan geçen 86 yıla rağmen Türkiye’nin bu konudaki karnesi hala zayıf.

Kadın milletvekili sayısının seçimden bu yana 101’e düştüğünü hatırlatan Karaoğlu, “Şu anda Meclis’te kadınlar yüzde 17,2 oranında temsil ediliyor. Aslında 86 yılı değerlendirdiğimizde bu tabii ki hüzün verici bir sonuç. Çünkü biz kadınlar hakkımız olan eşit temsili istiyoruz. Tüm karar alma mekanizmalarında sandalyelerin yarısı kadınlara ait olmalıdır. Bu, iş hayatında, adalette, siyasette, yerel yönetimlerde olabilir. Her karar alma mekanizmasında kadın temsilinin de eşitlikçi bir bakış açısıyla tesis edilmesi gerekli. Gelinen nokta ümit verici değil” dedi.

TBMM’de kadınların temsil sorunu komisyonlarda da kendini gösteriyor. Örneğin Milli Savunma Komisyonu’nda hiç kadın üye yok.

“50 bini aşkın muhtardan sadece 1071’i kadın”

Türkiye’de 20 ilin bugüne kadar hiçbir kadın milletvekili çıkarmadığını söyleyen KA.DER Başkanı, bu illerin Adıyaman, Ardahan, Artvin, Bayburt, Burdur, Erzincan, Giresun, Gümüşhane, Karabük, Karaman, Kilis, Kırıkkale, Kırklareli, Kırşehir, Nevşehir, Niğde, Osmaniye, Rize, Sinop ve Yozgat olduğunu açıkladı. Karaoğlu, KA.DER’in önümüzdeki seçim döneminde bu illere yoğunlaşacağını belirterek, “20 ildeki utancımızın silinmesine gayret edeceğiz” diye konuştu.

Sadece merkezi değil, yerel düzeyde de seçimle gelinen makamlarda kadınların eşit temsilinden söz etmek mümkün değil. Karaoğlu’nın verdiği bilgiye göre, toplam sayısı bin 389’u bulan belediye başkanları arasında kadın olanların sayısı 43. 50 bini aşkın muhtardan sadece 1071 tanesi kadın. Karaoğlu 31 Mart 2019 yerel seçimlerinden önce kadın muhtar sayısının 674 olduğunu da belirtti.

“Bu mesele, eksik temsil meselesidir”

Merkezi Cenevre’de olan Parlamentolar Arası Birlik’in (IPU) kadınların temsil oranına göre her yıl bir rapor açıkladığını belirten Karaoğlu, “Zirvede Ruanda (yüzde 61), Bolivya (yüzde 53), Küba (yüzde 53) ve Meksika (yüzde 48) bulunuyor. Türkiye’de bu oran yüzde 17,2. Bu hem tabii ki demokratik bir yaklaşım açısı değil insan haklarına aykırı, eşitliğe aykırı” dedi.

KA.DER Başkanı sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz kadınların her zaman söylediği gibi bu meselenin siyasetle ilgisi yok. Bu mesele, eksik temsil meselesidir. Eksik temsil de bir demokrasi sorunudur. Bunu düzeltmemiz için de zihniyet dönüşümünü gerçekleştirmemiz gerekiyor. O yüzden kadınlar öncelikle siyasette erkek egemen yapıyla mücadele etmek zorunda kalıyorlar. Siyasette kadınlar ilk önce seçilebilmek için mücadele ediyor. Seçildikten sonra da erkek egemen zihniyetin yaftalamalarıyla, hatta cinsiyetçi bakış açılarıyla, söylemlerle karşı karşıya kalıyor. Bu çağdışı zihniyetin artık değişmesi gerekiyor”.

“Kota olması kadınların katayı elde ettiği anlamına gelmiyor”

KA.DER ve diğer hak temelli kadın örgütlerinin yürüttüğü farkındalık çalışmaları sonucunda çeşitli kazanımlar elde edildiğini vurgulayan Karaoğlu, partilerin kadın kotası konusundaki politikalarına da değindi: “Adalet ve Kalkınma Partisi’nin tüzüğünde kota uygulaması yok. Cumhuriyet Halk Partisi’nin yüzde 33 oranında var, Doğru Yol Partisi’nin yüzde 10 oranında var, Milliyetçi Hareket Partisi’nin kota uygulaması yok. HDP’nin de eşbaşkanlık sisteminden dolayı yüzde 50 bir kota uygulaması var. Ancak sistem içerisinde kotanın olması, kadınların siyasi parti tüzüklerinde yazılı olan kotayı elde ettiği anlamına gelmiyor. Kotalar siyasi erk tarafından kararlılıkla benimsenmediği sürece yalnızca tüzükte bir yazı olarak kalmakta. Oysa biz kadınlar gereğini yapıyormuş gibi davranılmasından ziyade ‘bakın ne kadar eşitlikçiyiz, kadınlara da böyle yer veriyoruz’ denilmesinden ziyade, yazılan kotalara uyulmasını istiyoruz. Aslında kota da bizim talep ettiğimiz eşitlikçi sisteme uygun bir bakış açısı değil. Biz yüzde 50-50 paritenin uygulanmasını talep ediyoruz”.

“Kadınlar kendi güçlerini fark etmeli”

Karaoğlu mevcut tablonun değişmesinde kadınlara da büyük bir görev düştüğüne dikkat çekti: “Kadınların oyları ülkemizin yarınını ve seçim sonuçlarını belirleme şansına sahip. Çünkü seçmenlerin yaklaşık yüzde 51’i kadın. Bu çok önemli bir güç. Aslında geleceğimizi sağlamak biz kadınların elinde. Kadınların siyaset kurumuyla olan ilişkilerinde kendi güçlerini fark etmeleri gerekli. Kadınlar, oylarını kadınlardan yana kullanmalı. Kadınlar bir siyasi partiyi destekliyorlarsa o partinin seçim listelerini irdelemeli. Kadınları hangi sıralardan aday gösterdiklerini iyice değerlendirmeli ve erkek egemen yapıyı değiştirmek adına oylarını ona göre kullanmalı”.