Ne yapmalı?

Sosyal demokratların milliyetçi kesildiği, sosyalist solun sosyal medya devrimciliğinin yol açtığı grupçuluk, bireyselcilik, gericilikle beslenen neoliberal baskı rejiminin güçlenmesine en büyük nedendir.

Sosu ve vitrini “din ve milliyetçilik” olan neoliberal baskı rejimini geriletecek mücadele biçimi sınıf siyasetinin içinde mümkündür.

Irk ve din merkezli bir yörüngede palazlanıp, yaşamı topluma zehir eden bu rejime karşı sınıfsal ve toplumsal siyaset yerine milliyetçiliği körükleyen, grupçu zihniyeti besleyen bir siyaset, hukuk tanımaz bu baskı rejimine yaşam iksiri pompalamaktır. Böyle bir siyaset emekçilerin değil, emekçiler adına yapılan bir burjuva siyasetidir.

Neoliberal sisteme ses çıkarmayan, yaşananları sermaye sınıfından bağımsızmış gibi getirip sadece saray rejimine indirgeyip hapseden; toplumsal dinamiklerin yaşamın her alanında demokratik tepkilerinin yoluna açarak kollektif bir karşı koyuşun zeminin yaratan  politikalar yerine, kitleleri  pasifize eden, etmekle de kalmayıp şovenizmi körükleyen burjuva siyasetinin maskesini toplum katında düşürmek öncelikle sosyalist solun görevi değil midir?

Bir avuç azınlığın dışında hepimizi yakıp kavuran yangınlar dururken, okyanuslar ötesi yangınları söndürme sevdasında olanların  asla bağımsız sosyalist bir sol olamayacağını bilerek tarihsel sorumluluğunu yerine getirmek zorundadır sosyalist sol.

Son Kudüs olayında sokaklara dökülen ama demokratik siyaset yapma hakları ellerinden alınmak istenen HDP’ye yönelik  siyasal infazlara ve bölgede sürdürülen yıkım politikalarına sessiz kalan bir siyasetin de bağımsız bir sosyalist sol siyaset olmadığının altını çizerek sonlandıralım yazıyı.