Ana SayfaYazarlarİki İttifak Bir Valiz!

İki İttifak Bir Valiz!

Türkiye’nin en önemli problemlerinden biri Toplumsal barışın sağlanması. Bu seçimlerin tek amacı bu olmalıdır. Ama nedense ittifaklar bunu ağzına almaya korkuyor. Barış sadece Kürtler için mi lazım sanıyorlar acaba? Yine saplantılarımızın kabardığı bir dönemden geçiyoruz. Özellikle seçim dönemleri ırkçılık tavan yapıyor. Yine parça bölük yol alıyoruz. Yine yollardayız, yine göç mevsimi başladı. Nedir bizi bir araya getirmeyen sebep? Birbirimizden üstünlüğümüz nedir? Geçmişten gelen travmalarımızın iyileşmemesi mi acaba?

Ne derseniz deyin göç travması toplumların kültürel kodlarında derin yaralar bırakır ve o toplumlar yerleşik bir kültür yaratamadığı sürece modernleşme ile geleneksel ve dinsel değer yargıları arasında sıkışıp kalır. Sanırım bizim de en önemli ayrışma nedenimiz bu olmalı.

Tarihten neden ders almıyoruz anlamıyorum.
Bunun örneklerini içinde yaşadığımız toplumda her gün görüyoruz. Osmanlı Devleti İstanbul’u alıp Doğu Roma ile böyle bir yerleşik kültüre geçme isteğine rağmen sürekli sefer yapma yani göç travması ile bunu başaramadı. Yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti ise Osmanlı’nın yasını tutmadığı için ve tutamadığı için toplumsal barışı bir türlü sağlayamadı. Temel problemi her zaman göç sendromu oldu. Sürekli hale gelen askeri ve sivil darbeler ile arkasından yapılan seçimler bu göç olgusunu hep başat tuttu.

20.yüzyılın başlarında bu topraklarda birbirleriyle kardeşlik bağı ile birlikte yaşayan halkaların travmalarla bu topraklardan ayrılması herkeste kapısının önünde hazır duran boş bavul ile baş başa bıraktı. Onun için bu toprakların sokakları kültürle, sosyal adaletle, çağdaş ve seküler eğitimle değil asfaltla döşelidir. İşte Türkiye böyle bir kodla yeni bir seçime hazırlanıyor.

Ama emin olun ki göç travması bir kenara bırakılmadığı sürece ve kayıp yası tutulmadığı sürece, bu ülkenin kurucu ögesi Kürtler görmezden gelindiği sürece değişen hiçbir şey olmayacaktır. Öyle gözüküyor ki sonuç da şimdiden belli gibi Cumhur İttifakı galip gelirse oflayıp puflamayalım. Çünkü bir devletin bütün olanakları onların elinde iki ve en önemlisi ise karşısındaki bloğun tercihi ve ortak bir duruş sergileyememesi ve en önemlisi ise kendilerini bu toprakların sahibi olarak görmemeleri ve bundan dolayı da geçmiş ile yüzleşme cesaretlerinin olmaması. Bu ittifakların liderlerinin profillerinde de bunu görmek mümkün. Çünkü hepsi de göç travması mağduru ve eski kodlarla hayata bakıyor yani beylikler döneminden hayata bakıyor olmaları. Bu durum da onları modern, çağdaş değerler ve temel insan haklarına saygı paradigmasından uzaklaştırıyor ve cennete ile cehennem arasında sıkışmalarını sağlıyor.

Benim Cumhur İttifakına karşı seçime hazırlananlara önerim bu liderlerin öncelikle kendi cehennemleri ile yüzleşmeleri yani toplumun yaşadığı acı anıları önce kendilerine sonra ise topluma anlatmaları. Çünkü halen ismi belli olmayan “millet” olarak geçen bu ittifakın dört lideri de bildiğim kadarı ile göçmen ve eminim hepsi de ruhlarında derin acıların farkındadır. Bu millet ittifakının Cumhur ittifakını geçebilmesi için tek seçenekleri var o seçenek de önce kendi cehennemleri ile yüzleşmeleri ve insanlara toplumsal barış ve temel insan hakları konusunda taviz verilemeyeceğini anlatmaları. Kürt realitesi olmadan olmayacağını idrak etmeliler artık. Kürt demekten, Kızılbaş demekten, Ermeni, Çerkes demekten neden bu kadar korkuyorlar anlamak mümkün değil.

Millet ve Cumhur ittifakına karşı zindanda bir lider. Bu kadar eşitsiz koşullarda bir seçim yarışında elinizi vicdanınıza koyun öyle düşünün ve oyunuzu verin derim. Zindan da bir aday var onu zindan çıkarmak demokrasi, adalet sorunu değil de nedir? Şimdi bu eşitsizliğe dur diyecek olan seçmendir. Kentleri yıkılan, zindanları dolduran, sürgünde ama kalbi halen kendi köklerinde, topraklarında olanlardır.

Bunlar elbette benim gördüklerim peki sonuç ne olur bilmiyorum. Tabloya baktığımda umutlu olmak 25 Haziran sabahı yeni umutlarla uyanmak isterdim ama bu konuda hiç umutlu olmadığımı söylemem gerekir çünkü tutulmayan bir yas ve hesaplaşılmayan toplumsal ve kişisel bir tarih var. Yani yeni postmodern ve eski darbelerle seçimler var. Herkesten ricam elinizdeki valize bir bakın ve onu götürüp çöp kutusuna atın sonra mutfağa gidip güzel bir çay demleyin ve komşunuzu çağırın ona sarılın ve ona kılıçlarınızı gömdüğünüzü valiziniz çöp kutusuna attığınızı ve bu topraklarda bundan sonra birlikte yaşayacağınızı söyleyin.

Cennet BİLEK
Latest posts by Cennet BİLEK (see all)
Önceki İçerik
Sonraki İçerik
RELATED ARTICLES
- Advertisment -
Google search engine

Most Popular

Recent Comments