El Nakba, Büyük Felaket

22 Temmuz 1946
Arap ve Sudanlı garson kılığına giren 6 Siyonist militan, süt kovalarına gizledikleri patlayıcıları, İngilizlerin karargahı olarak bilinen King David otelinin bodrum katına götürmeyi başarırlar.
Bombaları binanın kolonlarına bağladıktan sonra hızla uzaklaşan militanların ardından 25 dakika sonra büyük bir patlama yaşanır. Günlerce süren enkaz kaldırma çalışmalarının sonunda ortaya çıkan insan kaybı oldukça büyüktür.
91 kişi hayatını kaybetmiştir. 28 İngiliz, 41 Arap, 17 Yahudi, 2 Ermeni, 1 Rus, 1 Yunan ve 1 Mısırlı yaşamını yitirmiştir.
Eylemin başında, İrgun örgütünün önde gelen militanı ve 1977 tarihinde İsrail başbakanı olacak, 1978 tarihinde “Nobel Barış Ödülü” ne layık görülecek! Ve öldükten sonra da “Ulusal Kahraman” ilan edilecek Menahem Begin vardır.
İngiltere, yıllardır mandası olarak hüküm sürdüğü ancak başa bela duruma gelen Filistin topraklarında kendisi için huzur kalmadığını anlar ve kurtulmak için 1947 yılında Birleşmiş Milletlere (BM) öneri götürür.Filistin topraklarının Yahudi ve Filistinli Araplar arasında paylaşılması, Kudüs için özel statü (Corpus Separatum, ayrı beden ) tanınması istemiyle verilen öneride, Filistin’in en verimli kısımlarını oluşturan % 55 kısmını Yahudilere, verimsiz topraklardan ve çöllerden oluşan % 45 kısmını ise Araplara bırakılması vardır!
BM Genel Kurul’unda uzun tartışmalar sonucunda, 29 Kasım 1947’de yapılan oylamada, 13 ret, 10 çekimser, 33 kabul oyuyla, Filistin’in topraklarının taksimi, İsrail ve Filistin devletlerinin kurulmasına karar verilir. Kudüs ise uluslararası statüde kabul edilir. Amerika Birleşik Devletleri, Sovyetler Birliği ve Fransa paylaşım lehinde oy kullanırken İngiltere çekimser kalır. Türkiye ise Arap ülkeleriyle birlikte taksime ret oyu verir.
12 Aralık 1948’de, Amerika Birleşik Devletleri, Fransa ve Türkiye temsilcilerinden oluşan “Filistin Uzlaştırma Komisyonu” kurulur. Komisyon belirlenirken ABD’nin İsrail yanlısı, Fransa’nın tarafsız, Türkiye’nin de Arap yanlısı olacağı düşünülür! (Türkiye, 1949’dan önce İsrail’in bağımsızlığına karşı çıkan ülkeler arasında yer almıştı. 28 Mart 1949’da ilk Müslüman ülke olmuştu! )
Yapılan çalışmalar sonuç vermez. Yahudi cemaati memnun olsa da Araplar yapılmak istenen paylaşıma karşıdır. Sonuç alınamayan toplantılar sonrasında 14 Mayıs 1948 tarihinde İngiltere manda yönetimine son verir ve aynı gün, David Ben Gourion, (İsrail’in ilk Başbakanı) Tel Aviv’deki konferansta bağımsız devletin kurulduğunu ve adının İsrail olacağını açıklar.
Filistinli Araplar için bu gün El Nakba (Büyük Felaket) günü olarak ilan edilir. Çünkü, gerek Filistin gerekse Arap alemi için bu gün, bundan sonra yaşanacak felaketlerin başlangıcıdır!
Aynı gün, bağımsızlığın açıklanmasından birkaç saat sonra, Mısır, Ürdün, Suriye ve Irak İsrail’e savaş ilan eder. Batılı devletlerin desteğini alan İsrail kısa sürede savaşın galibi olarak çıkar ve Filistindeki toprağını % 55’den % 78’e çıkarır! 700 bin civarında Filistinli ülkelerini terk etmek zorunda kalır.
1956 tarihinde Süveyş kanalı krizi çıkar.
Mısır lideri Nasır, Mısır’ı ekonomik açıdan kalkındırmak için Asuan Barajı’nı yapmak ister. Barajı yapabilmek için dış krediye ihtiyaç duyar, ABD ve İngiltere kredi vermeyince para bulmak amacıyla Temmuz 1956’da Süveyş Kanalı’nı millileştirdiğini açıklar.
Bu karar, Batı Avrupa’nın petrol yolunun Nasır’ın denetimi altına girdiği anlamına geldiğinden, İngiltere ve Fransa ortak saldırı kararı alarak bu konuda İsrail ile anlaşırlar.
İsrail, Sina Yarımadası’nı işgale başlar ancak İngiltere ve Fransa, ABD ve Sovyetlerin bu saldırıya cephe almaları üzerine geri adım atmak zorunda kalır. Bu olaydan sonra Mısır, Süveyş Kanalı üzerinde tam denetim kalır.
Bu olay, Abdünnasır’ı Arap dünyasında önemli bir lider olarak görünmesine yol açar. 1967 yılına gelindiğinde başta Mısır olmak üzere Suriye, Ürdün, Irak ve Kuveyt, olağanüstü hal ilan ederek savaş öncesi son hazırlıklar yapar.
Arap devletleri kendi aralarında ittifak kurarken, İsrail’de milli birlik hükümeti kurulur. İİsrail Savunma Bakanı Moshe Dayan’dır.
5 Haziran 1967’de saat 7.10’da, İsrail saldırıya başlar. 17 ayrı üste bulunan Mısır hava kuvvetlerine ait yüzlerce savaş uçağı birkaç saat içinde imha edilir. Ertesi gün Mısır’ın elinde bulunan Gazze ve Sina yarımadası da İsrail’in eline geçer.
Bu kadar kolay zafer elde edebileceğini düşünmeyen İsrail, kararını değiştirir ve savaşın 3. Günü olan 7 Haziran’da İsrail askerleri tarihi şehre Kudüs’e girer. Şehir sokak savaşları ile savunulmaya çalışıldıysa da birkaç saat içinde İsrail askerleri Ağlama Duvarının önüne gelmiştir.
Böylece 1917 yılında Osmanlı Devletinin egemenliğinden çıkmış olan Kudüs şehri 50 yıl sonra Yahudilerin eline geçmiş olur.
Doğu Kudüs’ü işgal eden İsrail, Kudüs’ü İsrail devletinin sonsuza kadar bölünmez başkenti ilan eder.
Altı gün süren savaşın sonunda başta Kudüs olmak üzere Filistin topraklarının büyük kısmı, ayrıca Ürdün, Suriye ve Mısır topraklarının bir kısmı İsrail tarafından işgal edilmiştir.
İsrail bu savaşın sonunda topraklarını iki buçuk kat genişletmiş olur. Bu tarihten sonra Filistinlilerin elinde bulunan topraklar her geçen gün İsrail tarafından işgal edilir ve gittikçe küçülerek, kendi topraklarında mülteci konumuna düşerler!
El Nakba, her geçen gün büyümekte, acı ve kan getirmektedir. 1982 tarihinde, “Beyrut Kasabı” olarak anılan Ariel Şaron öncülüğünde, Sabra ve Şatilla kamplarında yapılan katliam belki de Filistin tarihindeki en büyük acılardan olacaktır.
Bir gün mutlaka El Nakba, Filistinlilerin mücadelesi sonucunda bitirilecektir…

Nami TEMELTAŞ
Latest posts by Nami TEMELTAŞ (see all)