Doğa bu yükü taşıyamaz hırsınızı gözden geçirin!

Antalya’da Kaş-Kalkan arasında yapılması planlanan yaklaşık 2,5 kilometrelik tüneli de kapsayan yol projesinin Kaputaş Kanyonu’nun, dünyaca ünlü plajın hemen üstünden viyadükle geçilmesi planlanıyor.

Ağullu mahallesi yakınlarından başlayarak, Çukurbağ, Gökçeören ve Sarıbelen mahallelerinin sınırlarından geçerek Kalkan’da son bulacak olan otoyol güzergâhı, dünyada yalnızca bu bölgede yayılış gösteren ve nesli yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldığı için koruma altına alınan Likya Kaş Orkidesi’nin de yayılış alanından geçiyor. Burada Akdeniz Üniversitesi ile Antalya Orman Bölge Müdürlüğü’nün iş birliğinde, TÜBİTAK’ın da desteğiyle alanda yaklaşık üç yıldır koruma projesi yürütülüyor. Ağullu mahallesindeki 10 dönümlük alanda koruma altına alınan türün geleceğe taşınması hedefleniyor.

Yeni otoyolun bölgede büyük bir doğa felaketi ve tahribatı yaratacağını çeşitli raporlarla açıklayan ve bu projenin durdurulması için kampanya yürüten Kaş Kollektiv’i, Kaş-Kalkan arasındaki kıyı boyunca yaban hayatı ve doğal çevre üzerinde büyük bir tahribata neden olacağını açıkladı.

Bölgede aralarında tanınmış çevreci aktivistlerin de olduğu bölgedeki vatandaşlar tarafından oluşturulan ve adına Kaş Kollektiv’i denilen platform tarafından yapılan açıklamada şunlar dile getirildi:

“Kaş ve Kalkan arasında yapımı planlanan 4 şeritli yol projesi ile doğanın ticarete kurban edilmesi söz konusu. Hergün doğanın bir parçasının kar hırsı nedeniyle yok edildiği günümüzde siyasi kararların ekonomik sonuçları gözetilirken bu kararların muhatabı bölgelerde yaşam alanlarının, yaşam zincirinin dengesindeki bozulmalar göz ardı edilmektedir.”

Felaketin kapısı

Küresel çapta süregelen ekonomik kemirgenlerin başlattığı doğaya karşı savaş yöresel olarak çok net gözümüzün önünde gerçekleşiyor.Doğadaki çöküş vahşi kapitalizmin aşırı ve çabuk kar hırsı ile doğru orantılı.Bölgesel felaketlerin nedenleri değil sonuçları ile meşgul edilen beyinlerimiz.Nedeni Tanrı’ya çözümü kadere havale ederek felaketin kapısını çalmasını bekliyor. Aslında sorunun çözümü demokratik olmayan yollarla alınan kararların bölgeyi ilgilendiren kararlar arifesinde konunun birinci dereceden muhataplarının konuya dahil edilmesiyle giderilecekken iktidar hastalığının tecellisi kararlar yukarıdan aşağıya tebliğ ediliyor. Bilgi ve sonucunun yukarıdan aşağıya dayatıldığı bütün sistemler eninde sonunda faşizmin kucağına düşüyor. Ve insanlığa ağır bedeller ödetiyor. Doğada yatay olarak işleyen akış insanın tutkusal hırslarıyla yarattığı kendine doğru da genişleyen cehennem içinde dikey hale geliyor.

Zaten iki yol var

Ama artık değişmek ve doğanın ritmine uyumlanmak gerek. Zira bölgenin tarihi ve kültürel yapısı bölgenin habitatında vücut bulmuştur. Bu insanların çevreyle girdikleri ilişki sonucu oluşturdukları yaşamsal çeşitlilikler ve üretim kültürü iktidarların topografik yapboz’larından çok daha fazla değerlidir. Halihazırda Kaş ve Kalkan arasında iki yol bulunmasına rağmen belli rant alanlarını gözeterek ve geçtiği her noktada insanların ve diğer canlıların yaşam alanları yok edecek olan 4 şeritli yol her açıdan yanlış bir projedir.

Bizler doğanın ticarileştirilmesi için kolları sıvamış bir iktidarın gerçek üretim alanları açarak bölge insanına katkı sağlamasını istiyoruz. Doğa ve insanın bir bütünün ayrılmaz parçaları olduğu gerçeğinin idraki ile kardan başka bir değer taşımayan proje ve planlamaların karşısında olduğumuzu ve olacağımızı belirtiriz. Biz sizin torunlarınızı da sizin gözüdönmüş madde arsızlığınızdan korumak zorundayız.Başka dünya başka Kaş yok.”