Ana SayfaYazarlarDevrim ve sosyalizm mücadelesinin güncelliği

Devrim ve sosyalizm mücadelesinin güncelliği

Emperyalizmi, “Serbest rekabet zemininde doğan tekel, kapitalist düzenden daha yüksek bir toplumsal ve ekonomik düzene geçişi, yani tekelci kapitalizmi ifade eder” diyen Lenin, bu yeni dönemin ayırt edici özelliklerini sayarken, tekel ve sömürgecilik olgusunu şöyle vurgulamıştır: “Tekel sömürgecilik politikasından doğmuştur. Mali sermaye, sömürge politikasının bir sürü ‘eski’ dürtüsüne, hammadde kaynakları, sermaye ihracı, ‘nüfus bölgeleri’, yani kârlı işler, ayrıcalıklar, tekel karları ve nihayet genel olarak ekonomik önem taşıyan topraklar için mücadeleyi de eklemiştir.”

Lenin, kapitalizmin “tarihsel geçiş döneminin” niteliğine ilişkin olarak sıraladığı olgulardan hareketle “Gelinen aşamada kaçınılmaz olarak bir sömürge tekeli çağı açılmış, bunun sonucu olarak da dünyanın paylaşılması ve yeniden paylaşılması yolunda son derece şiddetli bir mücadele” başladığını vurgulamıştı. Bu bağlamda Lenin’in emperyalizmin niteliğine ilişkin olarak bu tespitlerinden şu sonuçları çıkarabiliriz:

1) Kapitalist tekeller, mali oligarşi, “özgürlük eğilimi yerine egemenlik eğilimine”, küçük ya da zayıf ulusların, “zengin ya da güçlü birkaç ulus tarafından sömürülmesine” yol açmıştır. 2) Giderek “artan ölçüde sermaye ihracından gelen kazançlar ve ‘kupon kırpmak’la yaşadığı ‘rantiye devlet’, tefeci devlet” emperyalizmin eğilimlerinden biri olarak” ortaya çıkmıştır. 3) Bütün bunlar emperyalizme, “onu asalak ve çürüyen kapitalizm olarak nitelememize yol açan özellikler” kazandırmıştır. Ancak bu çürüme eğiliminin, “kapitalizmin hızlı gelişmesini dışladığını sanmak” yanlıştır. 4) Genel olarak kapitalizm, “eskiye göre çok daha büyük bir hızla” ve “eşitsiz bir şekilde” gelişmektedir. Bu “eşitsiz gelişme” kendini sermaye bakımından en zengin güçlerin çürümesine” de yol açmaktadır.

Lenin, zengin ve güçlü bir avuç devletin” elde ettiği “muazzam ekstra kârla (kapitalistler bu kârı ‘kendi’ ülkelerinin işçilerden sızdırdıkları kâra ek olarak elde etmekteydi) işçi önderlerinin ve işçi aristokrasisinin üst kesiminin satın alınabileceğini” ve bunu “doğrudan ve dolaylı, açık ve örtülü binlerce yöntemle” yapabileceğini açıklamıştı. Lenin’e göre, “Yaşam tarzıyla, geliri itibariyle, tüm dünya görüşüyle tamamen dar kafalı bu burjuvalaşmış işçiler ya da “işçi aristokrasisi’ katmanı, işçi hareketi içinde burjuvazinin gerçek ajanları, kapitalistler sınıfının işçi uşakları, reformizm ve şovenizmin gerçek taşıyıcılarıydı.

Lenin’in emperyalizm teorisi ve emperyalist döneme ilişkin tezleri izleyicileri tarafından şematize edilerek spekülatif yorumlara yol açtı. Farklı algılamalardan kaynaklanan tartışmalar Lenin’in muhalifleri tarafından yeniden üretilerek günümüze kadar taşındı. Lenin’den sonra (ve bugün) dünyada ve emperyalist sistem içinde meydana gelen kimi değişiklikler de, emperyalizm teorisinin ciddi bir şekilde çarpıtılmasına neden oldu. Bu bağlamda, Lenin’in kapitalizmin yeni bir aşaması olarak yaptığı emperyalizmin teorisi “Asalaklaşan, çürüyen ve can çekişen kapitalizm” olarak kavramlaştırıldı ve dolayısıyla özüyle değil lafzıyla kavranıldı. Kautski’nin “ultra emperyalizm” teorisi temel alındı ve sınıf mücadelesi perspektifinden uzaklaşılarak antiemperyalist, antikapitalist, antişovenist mücadele çarpıtıldı.

Lenin’in ekonomist ve dogmatik tarzda algılanarak yorumlanmasından kaynaklanan bu tezler, Lenin sonrasında Stalin’den Troçki’ye, Mao’dan Brejnev’e kadar birbirinin versiyonu olarak devam etti. Bu süreçte emperyalizme ve kapitalizme karşı mücadele sorunu uluslararası sosyalist hareketin en önemli saflaşmalarına ve ayrışmalarına yol açtı. Troçki’nin “dünya devrimi” beklentisinde; Stalin’in emperyalist devletlerle Avrupa sınırlarını belirlemesinde; Komünist Enternasyonal’in feshedilmesinde; Çin ve Sovyetler arasındaki bölünmenin, nedeniyle uluslararası sosyalist hareketin sosyal şoven ve sosyal reformist ayrışmaların temelinde; bu sapmanın büyük payı vardı.

21.yüzyılın ilk çeyreğinde işçi sınıfı ve uluslararası sosyalist hareket hâlâ ekonomizmin ve dogmatizmin ağır baskısından kendisini kurtararak devrim ve sosyalizm bayrağını yükseltebilmiş değil. Oysa devrim ve sosyalizm mücadelesi yeni imkanlara kavuşarak güncelliğini koruyor.

Şaban İBA
Latest posts by Şaban İBA (see all)
RELATED ARTICLES
- Advertisment -
Google search engine

Most Popular

Recent Comments