BM Cinsel Yönelim ve Cinsiyet Kimliği

BM Bağımsız Uzmanı’nın cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği raporunu Türkçeleştirdi: “Devletler ayrımcılıkla mücadele için etkili tedbirler almalı.”

Kaos GL Derneği, Birleşmiş Milletler Cinsel Yönelim ve Cinsiyet Kimliği (CYCK) Bağımsız Uzmanı Vitit Muntarbhorn’ın hazırladığı “Cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğine dayalı şiddet ve ayrımcılığa karşı koruma” notunu Türkçeleştirdi.

Kaos GL adına Dicle Çakmak’ın Türkçeleştirdiği metin Temmuz ayında İngilizce olarak dolaşıma girmişti. BM Genel Sekreteri’nin özel teşekkürü ile yayınlanan raporda “Çeşitliliği kucaklamak ve insanlığı harekete geçirmek” temasıyla 2017 yılında meydana gelen önemli gelişmeler yer alıyor.

Ayrımcılıkla mücadele tedbirlerine ihtiyaç duyuluyor

Raporun özet bölümünde şu ifadeler yer alıyor:

“İnsan hakları hukuku ve pratiğine dair uluslararası ve ulusal düzeylerde gerçekleşen ilerlemeler; cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ile şiddet ve ayrımcılığı ilgilendiren diğer konular arasındaki kesişimsellik; cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğine dayalı şiddet ve ayrımcılığa karşı korumaya ilişkin Bağımsız Uzman ile paydaşlar arasındaki diyalog ve işbirliği konusunda 2017 yılında meydana gelen önemli gelişmelere yer verilmiştir.

“Bağımsız Uzman’ın ilk raporunda dile getirilen farklı temellerden ikisi, şiddet ve ayrımcılığı ortadan kaldırmak ve önlemek amacıyla özellikle seçilmiştir: Bunlar, rızaya dayalı eşcinsel ilişkinin ve toplumsal cinsiyet ifadesinin suç olmaktan çıkarılması ve etkili ayrımcılıkla mücadele tedbirleridir. Raporda, çeşitli aktörler tarafından Bağımsız Uzman’a gönderilen raporlarda vurgulanan ülke durumlarına yer verilmektedir. Rapor, rızaya dayalı eşcinsel ilişkiyi suç sayan ve cinsiyet kimliği ve ifadesiyle ilgili yasaların, politikaların ve uygulamaların değiştirilmesi için çağrı yapmaktadır.

“Ayrımcı yasaların kaldırılmasını beklerken öncelikli politika bu olumsuz kanun ve politikaları uygulamaktan vazgeçmek olmalıdır. Kanunlardan politikalara ve kapsamlı ve insan haklarına duyarlı bir ortama kadar çeşitlenen etkili ayrımcılıkla mücadele tedbirlerine de ciddi ihtiyaç duyulmaktadır.”

Devletler uluslararası sözleşmeleri onaylamalı

Raporun sonuç kısmında yer alan tavsiyeler ise şöyle:

  • Devletler, (henüz yapmadılarsa) temel uluslararası insan hakları sözleşmelerini onaylamaları ve cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğine saygıyla ilgili olanlar dahil bu sözleşmeleri diğer ortaklarla eksiksiz bir şekilde uygulamaları için teşvik edilmektedir. Devletlere, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğine dayalı şiddet ve ayrımcılığa karşı gelişmiş koruma sağlamak amacıyla evrensel periyodik inceleme, Birleşmiş Milletler sözleşme organları ve özel usullerden gelen çeşitli tavsiyeleri etkili şekilde yerine getirmeleri için çağrı yapılmaktadır;

  • Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri hem şiddet ve ayrımcılığı önlemek için hem de cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğiyle ilgili bir fırsat sunmaktadır ve istisnasız ve ayrımsız kimsenin geride bırakılmaması için bu fırsat büyütülmelidir. Hedefler, aynı zamanda, gelecek planlaması ve kaynakların tahsisini kolaylaştırmak için ayrıştırılmış veri ve bilgi oluştururken Hükümetler ve diğer aktörler için bir alan oluşturmaktadır;

Devletler bağımsız insan hakları kurumlarıyla işbirliği yapmalı
  • Gücün kötüye kullanımının önlenmesi ve insan haklarına uygunluğun güvence altına alınması için özellikle ulusal düzeyde denge ve denetlemenin oluşturulması gerekir. Devletler, sadece hükümetin yürütme organıyla değil, aynı zamanda milletvekilleri, yargı ve uluslararası insan hakları standartlarına saygıyı güvence altına almak için ulusal düzeyde çeşitli eylemleri zorlamaya yardımcı olabilecek diğer aktörlerle de işbirliği için çabalamalıdır;

  • Devletler, uluslararası kurallarla ulusal koşullar arasında bağlantı kurmak için ulusal insan hakları komisyonları ve ombudsmanlar gibi bağımsız insan hakları kurumlarıyla daha fazla işbirliği yapmalıdır. Bu kurumlar, gücün kötüye kullanımını ve insan hakları ihlallerini önlemek ve ortadan kaldırmak, adalete ve yasal yollara erişim için denge ve denetlemenin bir parçası olarak desteklenmelidir. Cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğine dayalı şiddet ve ayrımcılığa karşı korumanın geliştirilmesine yardımcı olmak için bunlara bölgesel sistemler ve girişimler eşlik etmelidir;

  • İnsan hakları savunucularının çalışmaları ve sivil toplumun – sivil toplum örgütleri ve lezbiyen, gey, biseksüel, trans ve interseks gruplar ve kişiler – ihtiyaç duyduğu alan, uluslararası insan hakları standartlarına aykırı davranan Devlet ve Devlet dışı aktörlerin saldırı ve misillemelerine karşı daha etkili Devlet korumasını gerektirmektedir. İş sektörü, tıp/bilim sektörü, din ve inanç grupları, medya ve sosyal ağlar dahil çok çeşitli aktörlerle uluslararası insan hakları hukuku temelinde işbirliği teşvik edilmelidir;

BM mekanizmalarının tavsiyelerine uyulsun
  • Şiddet ve ayrımcılık konusunun gündeme getirilmesinde ve Bağımsız Uzman dahil Birleşmiş Milletler insan hakları mekanizmalarının tavsiyelerine uygun bütüncül tedbirlerle ele alınmasında Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği ve Genel Kurul gibi BM organlarının rolü oldukça önemlidir ve bunlar, tavsiyelerin uygulanmasında itici güç oynar. Komiserliğin ve Birleşmiş Milletler insan hakları kuruluşlarının çalışmaları önemlidir ve insan haklarının korunması konusunda büyük boşlukların olduğu ülkelerde ve bölgelerde desteklenmelidir. Cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği konularının programlama ve uygulamalara dahil edilmesine yardımcı olmak için bu çalışma, Birleşmiş Milletler ülke ekiplerinin katalizör rolü ve kuruluşlar arası işbirliği ile tamamlanmalıdır;
Muğlak kanunlar değiştirilmeli
  • Devletler, rızaya dayalı eşcinsel ilişkileri suç sayan kanunlar, politikalar ve uygulamaları, cinsiyet kimliği ve ifadesiyle ilgili olarak trans kişileri suçlayan kanunları ve LGBT kişileri keyfi olarak gözaltına alan ve taciz eden diğer muğlak kanunları değiştirmelidir. Yasalara yönelik reformların kararlaştırma sürecinde, öncelikli politika bu olumsuz kanun ve politikaları uygulamaktan vazgeçmek olmalıdır. Bu sadece geçici bir tedbirdir ve ihtiyaç duyulan reformun yerini tutmaz. Söz konusu kanun değişikliği uluslararası insan hakları hukukunun rehberliğinde etkili şekilde yapılmalıdır. Devletler, ayrıca, cinsel yönelimleri ve cinsiyet kimlikleri nedeniyle insanları olumsuz etkileyebilecek diğer yasaları, politikaları ve uygulamaları – örneğin, genel ahlak yasaları ve yerel uygulamalar – değerlendirmeli ve uluslararası standartları yansıtan ilgili değişiklikleri yapmalıdır;
Ayrımcılıkla mücadele için etkili tedbirler alınmalı
  • Devletlerin ayrımcılıkla mücadele için etkili tedbirler alması kesinlikle gereklidir; bu tedbirler kanun ve politikalardan ve kapsamlı ve insan haklarına duyarlı bir şekilde kurgulanan diğer eylemlere kadar değişiklikler gösterir. Adalete erişim ve erişilebilir tazminat araçları; cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğini anlamak için toplumu harekete geçirmeye dayalı önleyici bir strateji; ve korumanın, şiddet ve ayrımcılık olmadan herkese tanınması için yapılan kapsayıcılık çağrısı aracılığıyla bu tedbirlerin etkili olup olmadığı kontrol edilir;

  • Devletler, insanlığa özgü çeşitliliğe dair empatiyi genç yaşlardan itibaren büyütmek için çeşitli paydaşların cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğiyle ilgili eğitim ve kapasite geliştirme tedbirlerini hayata geçirmesini sağlamalıdır. Ayrıca, cinsel çeşitlilik ve cinsiyet çeşitliliğine dair anlayışı arttırmak için eğitim programlarına cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğini dahil ederek, kolluk kuvvetlerinin ve ilgili personelin kapasitelerini geliştirmelidir.