Anadil hakkı ve antisömürgeci mücadele

1999’da Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Genel Konferansı’nda 21 Şubat’ın Dünya Anadili Günü olarak kutlanmasına karar verildi. 21 Şubat tarihi ise, 1952 yılında Bangladeş’in başkenti Dakka’da, Pakistan’ın Bengal dilini resmi dil olarak tanıması için yapılan protesto gösterilerinde öldürülen öğrencilere adandı. 21 Şubat aynı zamanda Birleşmiş Milletler’in daha önceden aldığı bir kararı ile “Sömürgecilikle Mücadele Günü” olarak anılıyordu. Bu iki günün aynı tarihte anılması, birbiriyle doğrudan ilişkili olmasından kaynaklanıyor. Zira sömürgeciler, yani bir ülkeyi ilhak veya işgal edenler, sadece o ülkelerin yeraltı ve yerüstü zenginliklerini talan etmekle kalmıyor, aynı zamanda dilini, kültürünü, tarihini, dinini vb tüm değerlerini de talan ediyor.

UNESCO tarafından yayınlanan dünya dil atlasına göre, dünyada hala konuşulmakta olan 6000 anadilden 199 tanesinin konuşmacı sayısı sadece on ya da daha azdır. 178 anadili ise on ila elli kişi anadili olarak konuşabilmekte. 2 bin 473 anadilin kaybolma tehlikesi var. Türkiye’de bu tehlike 18 anadil için geçerli. UNESCO’nun raporlarında 100 yıl içerisinde bir dili konuşacak çocuk kalmayacaksa, o dil tehlikede kabul ediliyor. Genellikle başka bir dilin üstünlüğü ve gücü altında ezilen diller, “Ekonomik, siyasi, dini, kültürel veya eğitim mecburiyetleri” nedeniyle baskı altına alınınca tükenmeye yüz tutuyor. Avrupa ve Asya’da 75, ABD’de ise son iki yüzyılda en az 115 dil kaybolmuş durumda.

Türkiye’de Abhazca, Adigece, Kabartayca-Çerkesçe ve Zazaca “kırılgan diller” arasında sıralanıyor. Abazaca, Hemşince, Lazca, Pontus Yunancası, Romanca, Süryanice ve Batı Ermenicesi “’açıkça tehlikede”’ olan dillerden. Bu sınıflandırmaya göre Gagauzca, Ladino ve Turoyo ciddi anlamda tehlikede bulunuyor. “’Son derece tehlikede”’ olan diller ise, sadece toplumun yaşlı kesimi tarafından nadiren konuşuluyor. Türkiye’de bu kategoriye giren tek dil Hertevin. Kapadokya Yunancası, Ubıhça ve Mlahso da Türkiye’nin kaybolmuş dilleri arasında yer alıyor.

Doğumundan ölümüne kadar insana eşlik eden, bir nesilden diğerine bilgileri aktarmayı sağlayan tek araç dildir. Aileden okul yaşamına, adaletin sağlanmasından dini ibadee, politik alandan özel olana kadar dil, her toplumsal olgunun temelini oluşturuyor. Siyasal ve toplumsal alanda hiçbir şey anadil kadar önemli değil. Anadil olmazsa düşünce iyi anlatılamaz. Düşünce iyi anlatılamazsa etnik ve kültürel kimlikler kendilerini ifade edemez. Anadil, anadan gelen göbek bağıyla kurulan iletişim dilidir. Birey her şeyi ilk öğrendiği anadilde düşünür, algılar ve yorumlar. Sonradan öğrenilen ikinci, üçüncü diller sadece o dillerle iletişim kurmayı sağlar, ama asla insanın anadili gibi olamaz.

Anadili en temel insan haklarından biridir. Anadilin engellenmesi de en büyük insan hakkı gaspıdır. İnsanların sosyal varlık olabilmelerinin ilk koşulu, birbirleriyle iletişim kurabilme becerisi olan bir dile sahip olmalarıdır. Toplumsal yaşamın devamlılığının ana öğesi olan dil, bir ulusun, bir halkın tanımlanmasında ve bireylerin kendilerini ifade etmelerinde temel bir unsurudur. Dillerin baskıya alınması, baskılanan dilin ve kültürün unutturulmaya çalışılması; o dili kullanan bir halkın ve bir ulusun yok edilmeye çalışılması demektir. Ana dil bir toplumun var olma hakkıdır. Ana dil üzerinde yapılan baskının her türü, bireyin var olma hakkına açıktan bir saldırıdır. Bu nedenle anadil hakkı için mücadele, bir toplumun en meşru var olma mücadelesidir. Kültürün en baskın unsuru din değil, dildir. Din değişir, yurt değişir, ama dil değişmez. Dil yok olursa, bir ulus ve bir halk yok olur. Bir millet dilini korudukça varlığını korur.

Sömürgecilik, bir devletin başka milletleri, devletleri, halkları, ekonomik, siyasal, sosyal, askeri, kültürel ve dinsel egemenliği altına almasıdır. Sömürgeciler, sömürdükleri bölgelerin kaynaklarına, iş gücüne, pazarlarına el koyarken; halklar üzerinde etnik, kültürel, dinsel çok yönlü baskı ve terör uygular. Bu nedenle antisömürgeci mücadele aynı zamanda ulusal, sınıfsal, cinsel, dilsel, etnik, kültürel ve inançsal hakların korunma mücadelesidir.

Şaban İBA
Latest posts by Şaban İBA (see all)